23 Kasım 2007 Cuma

Kormusun



Ey Türkoğlu... Kendine gel kendine!
Devletini deliyorlar kör müsün?
Düşmeyelim şu Batı`nın fendine
Kırk elekten eliyorlar, kör müsün?

Batı hep böyledir, borç verir önden,
Vatan ister vatan, yurt ister senden.
İktisadî yönden, coğrafi yönden,
Kuşatmaya alıyorlar, kör müsün?


`Türkiye, Türklerden nasıl alınır?`
Hesabı yapanla dost mu olunur?
Hangi dağda hangi maden bulunur,
Bizden iyi biliyorlar, kör müsün?

Batılı diyor ki `şu kanun gerek`,
Biz de sanıyoruz bal ile börek.
`İnsan hakkı`, `demokrasi` diyerek,
Ne hainler buluyorlar, kör müsün?

Hain çünkü; bunlar almış doları,
Alınca Batı`ya vermiş yuları;
Bunlar şu AB`nin kadim kulları!
AB diye meliyorlar, kör müsün?

Bazınız belki der; `kim bunlar, nerde?`
Nerde deme nerde, bunlar her yerde;
Şehirde, kazada, hatta köylerde,
Akılları çeliyorlar, kör müsün?

Bunların içinde kim yok ki, oof, of!.
Kimisi medyatör, kimisi prof.
Seçtiklerin bile kof çıktılar kof,
Aynı telden çalıyorlar, kör müsün?

Son seçimde vebal attın boynundan,
Müslüman seçmiştin, emindin bundan!.
Bunun bile haç çıkıyor koynundan,
Frenk k..ı yalıyorlar, kör müsün?

İşte bu AB`ci aydın(!) zevatlar;
AB`yi överken göbeği çatlar!..
Pamuklar, yamuklar, bazı g...tlar,
Ermenici oluyorlar, kör müsün?

AB için her bağımız hiç artık,
Kan bağıymış, dil bağıymış geç artık,
Türkiye`de Türküm demek güç artık,
Türk adını siliyorlar, kör müsün?

AB ne yapıyor, bak vurup vurup?..
Mozaik diyorlar mermeri kırıp!..
Kürt`ü Türk`ten, Türk`ü Kürt`ten ayırıp,
Dilim dilim diliyorlar, kör müsün?..

Sonra Kürt`ün çocuğunu kandırıp,
`Hasan Sabbah` gibi tam inandırıp,
Büyütüp besleyip, silahlandırıp,
Üstümüze salıyorlar, kör müsün?

Bırak be milletim, gafleti bırak!
Aç gözünü artık, şu piçlere bak!
Vatanında bayrağını yırtarak,
Ay-Yıldız`ı yoluyorlar, kör müsün?

Açık artık felakete gittiğin,
Günden güne tükendiğin, bittiğin!
Davul zurna ile asker ettiğin,
Evlatların ölüyorlar, kör müsün?

Kör müsün diyorum, hiç kızma, affet;
Zıvanadan çıktım, nedir bu gaflet?
Savaş var karşında devlet yok devlet,
Sinsî sinsî geliyorlar, kör müsün?

Bakın `yankiler`le verip el ele,
Çakalken it oldu iki hergele!..
Talabani bile, Barzani bile,
Paçamıza dalıyorlar, kör müsün?

Zaten PKK`yı kuran da Batı,
Kurup arkasında duran da Batı,
Bizi sırtımızdan vuran da Batı!..
Ensemizde soluyorlar, kör müsün?

Bitsin artık `dostuz, mostuz` mavalı,
Gördük işte en dost olan düveli!
Başımıza kim geçirdi çuvalı?!..
Bir de kıs kıs gülüyorlar, kör müsün?

Vaşington, Brüksel, Strazburg, Roma,
Arif, bunlar dost mu olur adama?
Felaket tellalı değilim ama,
Türkiye`yi bölüyorlar, kör müsün?!.

Plan Yapmayın Plan

Plan yapmayın plan,
Gitmez karadeniz’de.
Kahpelik yalan dolan,
Tutmaz karadeniz’de.

Ne coni’si ne rus’u,
Pusu kurmasın pusu,
Bölücülük borusu,
Ötmez karadeniz’de.

Bırakın çan çalmayı,
Ermenici olmayı,
Millet böyle dolmayı,
Yutmaz karadeniz’de.

O gün öyle desinler,
Bugün böyle desinler,
Fatihalar, Yasinler,
Bitmez karadeniz’de.

Şerefini şanını,
Ortaya kor canını,
Hiç kimse vatanını,
Satmaz karadeniz’de.

Vatan satsa bir kişi,
Anında biter işi,
Türk ve islam güneşi,
Batmaz karadeniz’de,

Bizde varken bu duruş,
Emiceniz olsa bush,
Alayınız beş kuruş,
Etmez karadeniz’de.

Anladık var öcünüz,
Belli kuyruk acınız,
Kargaşaya gücünüz,
Yetmez karadeniz’de.

Yetis Imdadima

Ben Türkmen’im Türkiye, Irak’taki Türk’üm ben,
Seninle aynı soy, aynı necip ırkım ben,
Bin yıldır burada dönen sana ait çarkım ben,
Senin gibi, ben de ta Oğuz’dan geliyorum,
Ya yetiş imdadıma, ya artık ölüyorum.

Asya’dan çıkıp gelip, edinince bu yurdu,
Petrol ne bilmiyordum, dünya da bilmiyordu,
Altından petrol çıktı, bütün dünya kudurdu,
O gün, bu gün dünyanın hedefi oluyorum,
Ya yetiş imdadıma, ya artık ölüyorum.

Ne zaman ki petrolün tam farkına vardılar,
Üşüştüler başıma her yanımı sardılar,
Beni, senin bağrından çektiler kopardılar,
Anasız kuzu gibi, yıllardır meliyorum,
Ya yetiş imdadıma, ya artık ölüyorum.

Beni sensiz bulunca dedim ya kudurdular,
Kuduranlar sanma ki sadece gavurdular,
Beni esas sırtımdan dindaşlarım vurdular,
Benim suçum Türk olmak, ben bunu biliyorum,
Ya yetiş imdadıma, ya artık ölüyorum.

Ben Türkmen’im Türkiye, her yanım yara,
Petrol gibi talihim, petrolden daha kara,
Çok yoruldum ay gardaş, hele var ya bu ara,
Boğulmak üzereyim, zor nefes alıyorum,
Ya yetiş imdadıma, ya artık ölüyorum.

Bugüne dek dayandım, takatten düşüyorum,
Ölümlerle doluyor, ölümle yaşıyorum,
Nasıl böyle duyarsız olursun, şaşıyorum,
Bir bildiğin var diye teselli oluyorum,
Ya yetiş imdadıma, ya artık ölüyorum.

Kayıp etmedim asla umudumu hiç kayıp,
Hep gelmeni bekledim günleri sayıp sayıp
Bıçak artık kemikte, durumumu anlayıp,
Geleceksen gel, gel, gelmeni diliyorum,
Ya yetiş imdadıma, ya artık ölüyorum.

Irak’ı uzak sanma, ben hemen dibindeyim,
Farzet ki emmingilde, veyahut bibindeyim,
Az elini uzatsan vallahi cebindeyim,
Gardaşım, gardaşım gapını çalıyorum,
Ya yetiş imdadıma, ya artık ölüyorum.

Soruyorum cevap ver, söyle bana baş mısın?
Söyle ki Arif bilsin, benimle yoldaş mısın?
Özüm sana gardaş der, yoksa kara taş mısın?
Taşsan eğer seni de defterden siliyorum,
Ya yetiş imdadıma, ya artık ölüyorum.

Adam Değilmiş

Adam dedim, adamları kızdılar,
Ben adam sanmıştım, adam değilmiş.
Küfrettiler, bana neler yazdılar,
Ben adam sanmıştım, adam değilmiş..!

Halbuki, otuz yıl beraber gezdim,
Yalan yok... ne mertlik, ne ****luk sezdim,
Çok iyi oynamış, sonradan çözdüm
Ben adam sanmıştım, adam değilmiş..!

Ne bileyim gardaş ismine bakıp,
Boyuna-posuna, cismine bakıp,
Rakibine bakıp, hasmına bakıp,
Ben adam sanmıştım, adam değilmiş..!

Marifetname’yi karıştır bir bak,
Bakmazsan imkansız bunu anlamak,
Ne kadar kindarsa o kadar korkak!
Ben adam sanmıştım, adam değilmiş..!

Korkaktır konuşmaz, yüz yüze susar,
Arkadan duyarsın, sana kin kusar,
Padişah yaparsan ilk seni asar,
Ben adam sanmıştım, adam değilmiş..!

Mesela olay var, yürek sızlıyor...
İnsan bir şey desin diye gözlüyor,
Cahilliği suskunlukla gizliyor,
Ben adam sanmıştım, adam değilmiş..!

Bazen de konuşur, bazı zamanlar,
Kağıda bakarak bağırır çınlar,
Onu da sadece kendisi anlar,
Ben adam sanmıştım adam değilmiş..!

Bir insan düşün ki, ağlamaz gülmez,
İstişare bilmez, meşveret bilmez,
Bundan sonra kart ağaç da eğilmez...
Ben adam sanmıştım adam değilmiş..!

Ozan Arif bu kim? Söyleme olmaz!
Söylersen destanın kıymeti kalmaz!
Yarası olmayan üstüne almaz!
Ben adam sanmıştım, adam değilmiş..!

Kahve Molası

Geçen gün kahvede üç beş dost gördüm,
Selam verdim bana buyur dediler.
Haliyle oturdum hal hatır sordum,
Yanıyoruz cayır cayır dediler.

Dedim hayırdır ne oldu size,
Dediler hoşgeldin sohbetimize,
Memleket ne zaman çıkacak düze,
Yoksa hepmi önü bayır dediler.

Konuşulan konu siyaset baktım,
Bende siyasetten usandım bıktım,
Çayı yudumladım tam kalkacaktım,
Gidersen kavga büyür dediler.

Dedim oturursam benden ter çıkar
Dediler kalkarsan burda hır çıkar
Senin sesin bizden daha gür çıkar
Dinle derdimizi duyur dediler

Tamam gardaş dedim anlatın hele ,
Asgari ücreti aldılar ele,
Bu maaşla beş kişilik aile,
Nasıl doyacak doyur dediler.

Dedimki hükümet birisi kurdu,
Üçü hükümeti yerlere vurdu,
Vallahi it yese it kudururdu,
Hükümetten sıtkı sıyır dediler.

Dedimki müslüman dediler gördük,
Bizde öyle diye zaten oy verdik,
Eskiden kitlere arpalık derdik,
Bunlar için her yer çayır dediler.

Dinledikçe anlatmaya doydular,
Ne Kıbrıs'ı ne Kerkük'ü koydular,
Bütün partilere sövüp saydılar,
İyisi var ise ayır dediler.

Dedimki MHP dediler bakın,
Arif bey üstüne alınma sakın,
O MHP bize bizden de yakın, s

Kimlik

Dinle ehl-i siyaset, yani siz ehl-i gaflar!
Hep sizden mi çıkacak, bu çirkin ihtilaflar...
Şu alt kimlik, üst kimlik, lâfları nasıl lâflar?

Bunlar batının ağzı, bunlar gavur fendiler,
Türkiye'de tek kimlik, Türklüktür efendiler...

Tarih bağı, din bağı, damardaki kan bağı,
Kültür bağı, dil bağı ve ortak vatan bağı,
Bu bağlar bir milleti, millet yapan can bağı...

Bu bağları çürüyen, milletler tükendiler,
Türkiye'de tek kimlik, Türklük'tür efendiler...

Ne Kürt, ne Laz, ne Çerkez, bunlar ayrı ırk değil,
Türklük'ten ayrı kimlik, gerektiren fark değil,
Bu bir farksa o zaman; Avşar, Yörük Türk değil,

Hiç olur mu öyle şey, yonlar Türk'ün kendiler,
Türkiye'de tek kimlik, Türklük'tür efendiler...

Şimdi kimi soracak; "Kürt'ler Türk müdür yani?"
"Türk'tür tabi ne sandın, ayrı ırk mıdır yani?"
"Hasan" "Hasso" olmuşsa, bu bir fark mıdır yani?

Bakmayın "Apo" gibi piçlerle kirlendiler,
Türkiye'de tek kimlik, Türklük'tür efendiler...

Ana Türk'tü, baba Türk, hepsi birer kardeşti,
Kürt'ü, Laz'ı, Çerkez'i, bu sebeple birleşti,
Türk Milleti olarak, Türkiye'ye yerleşti.

Ay-yıldız'ın altında, düvelleri yendiler,
Türkiye'de tek kimlik, Türklük'tür efendiler...

Nabızları bir attı, gönülleri bir vurdu,
Bu kardeşler bin yıldır, omuz omuza durdu,
Çocukları evlendi, yeni yuvalar kurdu,

Torun-toprak oluştu, onlar da evlendiler,
Türkiye'de tek kimlik, Türklük'tür efendiler...

Şimdi Karadeniz'de, bir Gürcü'ye bir Laz'a,
Türk değilsin de de gör, gelir boğaz boğaza,
İstersen Palu'ya git, Zaza da aynı Zaza,

Bunlar size gelipte, kimlik mi dilendiler,
Türkiye'de tek kimlik, Türklük'tür efendiler...

Erzurum'da "dadaş"lar, Elâzığ'da "gaggoş"lar,
Türklüğüne lâf etsen, yedi ceddinden başlar,
Küfürle de bırakmak, haşlar adamı haşlar,

Onlar Türk'ün yümrüğü, ne başlara indiler,
Türkiye'de tek kimlik, Türklük'tür efendiler...

Bu isimler ya bir boy, ya aşiret adıdır,
Her birisi Türklüğün, lezzetidir, tadıdır,
Mensupları milletin öz be öz evlâdıdır,

Anadolu denilen, beşiğe belendiler,
Türkiye'de tek kimlik, Türklük'tür efendiler...

Herkesin bir boyu var, şuyum-buyum der elbet,
Velâkin Türklüğünden, taviz vermez bu millet...
Siyaset yosmaları, illet etmeyin illet...

Millet sizi seçerken, Türk diye güvendiler,
Türkiye'de tek kimlik, Türklük'tür efendiler...

Ozan rif diyor ki; bu deveyi güdecek,
Türkiye'de yaşayan, Türk'e biat edecek,
Haa... Ben etmem diyorsa, def olacak gidecek,

Uzatmaya gerek yok, denecekler dendiler,
Türkiye'de tek kimlik, Türklük'tür efendiler...

Ak mi Kara mi

Evet... Sayın Başbakan, Tayyip Bey hazretleri;
Arattınız siz sizden önceki namertleri,
Nasıl dile getirsem açtığınız dertleri,
Bir değişme masalı, bir de ak tutturdunuz,
Bu millete karayı, ak diye yutturdunuz...

Bak Tayyip Bey, ben öyle kolay kolay söz demem,
Amma yeri geldi mi sözümü esirgemem,
Riyaset-i Cumhur’muş, Başbakan’mış dinlemem,
Bir değişme masalı, bir de ak tutturdunuz,
Bu millete karayı, ak diye yutturdunuz.......

Zaten biraz bilirsin, bir parça tanışırız,
Ne elden akıl alır, ne ele danışırız,
Biz adamın yüzüne erkekçe konuşuruz,
Bir değişme masalı, bir de ak tutturdunuz,
Bu millete karayı, ak diye yutturdunuz.

Zannetme ki bu adam, sırf elleri iğneler,
Ben benden olanlara neler söyledim, neler!...
Neler çekti elimden, o oturan gölgeler!...
Bir değişme masalı, bir de ak tutturdunuz,
Bu millete karayı, ak diye yutturdunuz.

Değiştiniz, aksınız, tamam, iyi, çok güzel,
"Ak" lâfının üstünde özel duralım, özel!..
Yahu bu "Ak" diyenler, hep mi böyle müptezel?
Bir değişme masalı, bir de ak tutturdunuz,
Bu millete karayı, ak diye yutturdunuz.

Ecevit’te bir zaman "Ak"lı lâflar etmişti,
"Ak günler" diye diye tepemizde bitmişti,
Ve aynen anamızı ağlatarak gitmişti...
Bir değişme masalı, bir de ak tutturdunuz,
Bu millete karayı, ak diye yutturdunuz.

Önce şunu kabul et: "Sözüne uymuyorsun!"
Sana oy verenleri, kat’iyen duymuyorsun,
Vermeyeni zaten hiç insandan saymıyorsun,
Bir değişme masalı, bir de ak tutturdunuz,
Bu millete karayı, ak diye yutturdunuz.

Hükümetin de aynı, hem acemi, hem hamlar,
Koskoca koltuklarda, küçük küçük adamlar,
Sizi de kuşatmış o, ihaleci yamyamlar,
Bir değişme masalı, bir de ak tutturdunuz,
Bu millete karayı, ak diye yutturdunuz.

Ekonomi, istikrar "çok düzelmiş canım çok",
Ne düzeldi arkadaş, boş lâflara karnım tok!
Olanda zaten vardı, olmayanda yine yok!...
Bir değişme masalı, bir de ak tutturdunuz,
Bu millete karayı, ak diye yutturdunuz.

İşçi, memur, emekli, refaha mı erişti?
Yani siz geldiniz de, hangi hâller değişti?
Yine kazık yiyoruz, atan eller değişti,
Bir değişme masalı, bir de ak tutturdunuz,
Bu millete karayı, ak diye yutturdunuz.

Köylü zaten gitmiyor, niye gitsin tarlaya?
Ne verdiniz pancara, fındık veya buğdaya?
Üstelik Rize’lisin, kaç kuruş verdin çaya?
Bir değişme masalı, bir de ak tutturdunuz,
Bu millete karayı, ak diye yutturdunuz.

Gerçi hanım köylüsün, hikâye Rize-mize,
Pas bile vermiyorsun, artık Karadeniz’e,
O Rize, Rize ise, bunları sorar size,
Bir değişme masalı, bir de ak tutturdunuz,
Bu millete karayı, ak diye yutturdunuz.

Tayyip Bey başarınız göz boyamak, aldatmak,
"İMF"li dürzüler gelince havlu tutmak,
Yaptığınız tek şey var, paradan sıfır atmak,
Bir değişme masalı, bir de ak tutturdunuz,
Bu millete karayı, ak diye yutturdunuz.

Ondan da şüpheliyim, gerçi Allah biliyor,
İktisatçı olanlar bu işi irdeliyor,
Altı sıfır gitti mi? Yedinci mi geliyor!?
Bir değişme masalı, bir de ak tutturdunuz,
Bu millete karayı, ak diye yutturdunuz.

Baş örtüsü ne oldu? Dilin konuşsun, dilin,
Bizimkiler fos çıktı, siz çözün, hadi gelin,
Takke düştü Tayyip Bey, kelin göründü, kelin,
Bir değişme masalı, bir de ak tutturdunuz,
Bu millete karayı, ak diye yutturdunuz.

Carttır-curttur anlamam, türbanlıyı sattınız,
Korkunuzdan bu işin üzerine yattınız,
Siz bile hanımları evlere kapatınız,
Bir değişme masalı, bir de ak tutturdunuz,
Bu millete karayı, ak diye yutturdunuz.

Senin de kitabında, vefa-mefa masalmış,
Kimlerle yola çıktın, bak yanında kim kalmış,
Sağ yanını "Mir Dengir", solunu "Zapsu" almış,
Bir değişme masalı, bir de ak tutturdunuz,
Bu millete karayı, ak diye yutturdunuz.

Sağınıza bir akrep, solunuza bir yılan,
Alır almaz dedin ki: "Türk’lük ney?" falan-filân,
"Türk değil Türkiyeli" olmakmış mühim olan,
Bir değişme masalı, bir de ak tutturdunuz,
Bu millete karayı, ak diye yutturdunuz.

Bu nasıl bir ifade, amacın ney, gayen ney?
Başbakan’ın ağzında ne geziyor böyle şey?
Ben o zaman sorarım: "Türk müsünüz Tayyip Bey"
Bir değişme masalı, bir de ak tutturdunuz,
Bu millete karayı, ak diye yutturdunuz.

Zana –dana dışarıda, kanunlara bir bakın,
Madem biz asamadık, o iti de bırakın,
Vallahi bak ciddiyim, şaka sanmayın sakın!
Bir değişme masalı, bir de ak tutturdunuz,
Bu millete karayı, ak diye yutturdunuz.

Onun bunun ağzıyla, yediğiniz hurmalar,
Yarın sizi çok kötü yerinizden tırmalar,
O zaman para etmez, dizinize vurmalar,
Bir değişme masalı, bir de ak tutturdunuz,
Bu millete karayı, ak diye yutturdunuz.

Yahu size ne oldu? Siz böyle değildiniz,
Kırk yıllık çizginizi, bir kalem de sildiniz,
Avrupa’ya çatarken, önünde eğildiniz.
Bir değişme masalı, bir de ak tutturdunuz,
Bu millete karayı, ak diye yutturdunuz.

Böylesine geçmişten kopmaya gerek var mı?
Brüksel’de el-etek öpme gerek var mı?
Bu "AB"ye bu kadar tapmaya gerek var mı?
Bir değişme masalı, bir de ak tutturdunuz,
Bu millete karayı, ak diye yutturdunuz.

Amma derdin ayrı şey, desem uzun olacak,
"AB"nin çorbasında illâ tuzun olacak,
Çünkü ordu "höt" dese, "AB" kozun olacak,
Bir değişme masalı, bir de ak tutturdunuz,
Bu millete karayı, ak diye yutturdunuz.

Bir şiir okuyordun, hatırla, daha dündü,
Hani kubbe miğferin, minareler süngündü,
Hadi çizgin değişti, dinin de mi ters döndü?
Bir değişme masalı, bir de ak tutturdunuz,
Bu millete karayı, ak diye yutturdunuz.

Yanınıza bir "papaz", bir de "haham" seçtiniz,
"İmam" zaten hazırdı, başlarına geçtiniz,
Antalya’da dinlerin bahçesini açtınız,
Bir değişme masalı, bir de ak tutturdunuz,
Bu millete karayı, ak diye yutturdunuz.

Ve bahçetinin gülleri tez büyüdü kokuyor!
Misyonerler her yerde sanki mekik dokuyor,
Sayende çoluk-çocuk, artık İncil okuyor,
Bir değişme masalı, bir de ak tutturdunuz,
Bu millete karayı, ak diye yutturdunuz.

On yedi aralıkta, Brüksel’de tuttunuz,
O imzayı millete hiç sormadan attınız,
Biz "Lozan" kötü derken, siz "Sevr"i hortlattınız,
Bir değişme masalı, bir de ak tutturdunuz,
Bu millete karayı, ak diye yutturdunuz.

Talabani, Barzani, kanımıza giriyor,
Ankara’da bu ****lar, izzet, ikram görüyor,
Ne oluyor? Devletin ciddiyeti eriyor!
Bir değişme masalı, bir de ak tutturdunuz,
Bu millete karayı, ak diye yutturdunuz.

Ne karaymış Kıbrıs’ta soydaşın yazgıları,
Kan ağlıyor Türkmen’in hoyratı, ezgileri,
Nerde kaldı Devlet’in kırmızı çizgileri?
Bir değişme masalı, bir de ak tutturdunuz,
Bu millete karayı, ak diye yutturdunuz.

Çizgilerden vazgeçtik, çizgi-mizgi hiç yokta,
Nokta bile kalmadı, kırmızı bir tek nokta,
Bir yanda Kıbrıs şokta, bir yanda Kerkük şokta,
Bir değişme masalı, bir de ak tutturdunuz,
Bu millete karayı, ak diye yutturdunuz.

Velhasılı Tayyip Bey, Allah size boy vermiş,
Gerisini maalesef, sanki kapıp koyvermiş,
Demek ki millet size, boyun için oy vermiş,
Bir değişme masalı, bir de ak tutturdunuz,
Bu millete karayı, ak diye yutturdunuz.

Ah şu başım baş olsa, bir bitse benim derdim,
Ozan rif olarak, size neler ederdim,
Sizi var ya, üç ayda, bitirmezsem namerdim,
Bir değişme masalı, bir de ak tutturdunuz,
Bu millete karayı, ak diye yutturdunuz.

22 Kasım 2007 Perşembe

Ya Karabağ Ya Ölum

Karabağ-Hocalı'da ermenilerin yaptığı
katliam sonucu şehit olan kardeşlerimizin
anısına...

Benim gönlüm aylardır ağlayanla birlikte
Karabağ'da karalar bağlayanla birlikte...
70 yıllık yaşını silemedi Karabağ
Azadlık* geldi lakin gülemedi Karabağ....
*Özgürlük


KARABAĞ DESTANI

Dünya duysun bu sesi, bu ses şarkın sesidir
Peygamberin övdüğü necip ırkın sesidir
Bu ses Azerbaycan’ın, bu ses Türk'ün sesidir
Bu Ermeni tak etti canımıza tak artık,
Ya Karabağ ya ölüm, başka yolu yok artık!

Karabağ da kan var kan, ağlıyor Azerbaycan
Karabağ da karalar bağlıyor Azerbaycan
Kanlar kanı eritti, çağlıyor Azerbaycan
Vahşet bu, vahşet dünya, dön başını bak artık
Ya Karabağ ya ölüm, başka yolu yok artık!

Dünya, göz yumamazsın bu insanlık suçuna
Gözünü kan bürümüş, bak ermeni piçine!
Benim diyor girmişte hududumun içine
Ya bu işe bir dur de, ya aradan çık artık,
Ya Karabağ ya ölüm, başka yolu yok artık!

İşte dünya atlası, Karabağ Türk, bitmiştir,
AGİT de kararında bunu tasdik etmiştir
Ermeni vatanımı resmen gaspa gitmiştir
Kâinatın önünde benim alnım ak artık
Ya Karabağ ya ölüm, başka yolu yok artık!

Azerbaycan bir gözdür, Karabağ da bebeği
Yani Azerbaycan’ın tam ortası, göbeği
Gözüme mi göz dikti bu Ermeni köpeği? ! !
Bu köpek senin dünya, kapımızdan çek artık
Ya Karabağ ya ölüm, başka yolu yok artık!

Ben zaten ermeniyi hallerinden tanırım.
Bindokuzyüzonsekiz yıllarından tanırım
Kanıma batırdığı ellerinden tanırım
Şart oldu o elleri kökünden kırmak artık
Ya Karabağ ya ölüm, başka yolu yok artık!

Plan şu:Karabağa önce özerk denecek,
Parlamento, oylama, kahpelikler dönecek
Peşinden de ermeni Karabağ'a konacak
Ondan sonra ermeni kök salacak,sök artık
Ya Karabağ ya ölüm, başka yolu yok artık!

Dünyayı kandırıyor Ermeni lobileri
Amerika ve Moskof en büyük abileri
Lejyonerler yığıyor Fransa gibileri
Ankara da bu kadar olamaz ahmak artık!
Ya Karabağ ya ölüm, başka yolu yok artık!

Karabağ’da kapkara bir destan yazılırken,
Savunmasız insanlar kurşuna dizilirken
Bebeklerin başları taşlarla ezilirken
Kimse bana diyemez dişlerini sık artık!
Ya Karabağ ya ölüm, başka yolu yok artık!

Genç,ihtiyar,kadın,kız demeden kıyılmakta
Kolları kesilmekte, gözleri oyulmakta
Dalga-dalga semaya feryatlar yayılmakta
Bir şehidin mezarı bir taneden çok artık
Ya Karabağ ya ölüm, başka yolu yok artık!

Televizyon veriyor, verince bakılıyor
O mübarek mescitler, camiler yıkılıyor
Sofrada boğazıma lokmalar takılıyor
Kardeşlerim ölürken bana hayat yük artık
Ya Karabağ ya ölüm, başka yolu yok artık!

Nerdesin ehli-i İslam; ey Muhammed ümmeti? ! !
Sende mi görmüyorsun, bu zulmü, bu vahşeti?
İşte gün vahdet günü, gerçekleştir vahdeti
Allah-u Ekber deyip tek yumruk ol, tek artık! ! !
Ya Karabağ ya ölüm, başka yolu yok artık.

Müslüman-Türk her zaman vahdetin istekçisi
Ama şimdi mazlum Türk, çok olur köstekçisi
Maalesef İran bile ermeni destekçisi,
İslam'ı istismara benim karnım tok artık
Ya Karabağ ya ölüm, başka yolu yok artık.

Türk'ün dostu Allah'dır, İslam'a inanmıştır,
İslamda 'hubbul vatan-minel iman' denmiştir
Yani vatan aşkını imanla bir anmıştır
Demedi deme dünya, bana cihat hak artık
Ya Karabağ ya ölüm, başka yolu yok artık.

Konuş dünya, konuş da, sesin duyulsun sesin
Bir ateşkes tutturdun, nerede ateşkesin? !
Bundan sonra o ateş isterse kesilmesin,
Ateşkesi münasip yerlerine sok artık
Ya Karabağ ya ölüm, başka yolu yok artık.

Ermeni vampir gibi kanımızı içecek
Sonra bir ateşkesle acımız mı geçecek?
Bu rüzgârı ekenler, fırtınayı biçecek,
Ozan Arif diyor ki, yaydan çıktı ok artık! !
Ya Karabağ ya ölüm, başka yolu yok artık! ! !

Bu Vatan Bizim

Burası Türkiye bizde Türk'üz Türk
Bu memleket bizim , bu vatan bizim !
Bu toprakta doğduk burda büyüdük
Bu memleket bizim , bu vatan bizim !

1071 Malazgirt´den bir gedik
Açıp girdik bu toprağa yurt dedik
Bedel ise... bedelini ödedik
Bu memleket bizim , bu vatan bizim !

Türkiye´ye neden Türkiye denmiş?
Bu isim bu yurda gökten mi inmiş ?
Demekki ap açık bedel ödenmiş!
Bu memleket bizim , bu vatan bizim !

Bedeli sayısız şehit olmuş can
Bedeli bayrağı al eyleyen kan
Ne isterse verdik bizden bu vatan !
Bu memleket bizim , bu vatan bizim !

Lazda benim Çerkezde ben Kürtde ben !
Bunlar aza, bunlar el kol Türk beden
Ağzı olan konuşmasın bilmeden
Bu memleket bizim , bu vatan bizim !

Mülayım bulupda Türkdeki huyu
Kuyu kazmasınlar ardından kuyu
Kabarmasın Türk'ün ayranı suyu
Bu memleket bizim , bu vatan bizim !

Kimse şaşırmasın şaşmasın
Bağrında barınan yılanlaşmasın
Türkiyede Türk'ün sabrı taşmasın
Bu memleket bizim , bu vatan bizim !

Burakın yılanı, en küçük böcek
Bu toprakta yaşıyorsa bilecek
Türkiye Türklerin yurdu diyecek
Bu memleket bizim , bu vatan bizim !

Ey Arif bazısı demiyor ama
Der gardaş dert etme hiç düşme gama
Seve seve dedirtiriz adama
Bu memleket bizim , bu vatan bizim !

Zindeyiz

Yaradan`a çok şükür,
Çelik gibi zindeyiz.
Bilevlendik Başbuğ`um,
Pür dikkat izindeyiz.

Zelzelenin Söylettiği

Hikmetinden sual olmaz Yârabbim,
Affına sığındım bak peşin peşin,
Zelzeleyi çankaya`ya versene,
Erzurum`la, Horasan`la ne işin.

Zamandır

Bahar geldi şimdi bizim ellere,
Kuzuların melediği zamandır.
Gelinciğin tarlaları her yerde,
Al irenge belediği zamandır.

Boz serçeler cıvıl cıvıl dilleşir,
Bülbül yine gülü ile halleşir.
Güneş vurur kar suları selleşir.
Dağı, taşı suladığı zamandır.

Göç zamanı şimdi Kazıkbeli`nin,
Sis basınca hükmü kalkar yolunun,
Sarıyar`dan esen duman yelinin,
Bacaları yaladığı zamandır.

Dikilmiştir çayırların koruğu,
Çekilmiştir bostanların karığı,
Çobanların gün doğmadan çarığı,
Dize kadar doladığı zamandır.

Kim dinlese kavaldaki gaydayı,
Hemen anlar çobandaki sevdayı,
Gelinlerin kıştan kalma buğdayı,
Yeni baştan elediği zamandır.

Malı olan toplar tası tarağı,
Yaylalardır üç-dört aylık durağı,
İreçberin yavaş yavaş orağı,
Kösürede bilediği zamandır.

Arif değme, içi dolu sinemin,
Ağaları köye koymaz dönemin,
Yol ver sebep gelsin diye anamın,
Binbir dilek dilediği zamandır.

Yurtda sulh, Cihanda sulh

Eh ne yapak hemşerim?
Yurtda sulh, Cihanda sulh!
Bulgar mı? Allah kerim.
Yurtda sulh, Cihanda sulh!

Aman ha aman aman,
Hiç boşuna ağlaman,
Bize umut bağlaman,
Yurtda sulh, Cihanda sulh!

Evet Bulgar domuzu,
Asıp kesiyor sizi.
Siz de anlayın bizi!
Yurtda sulh, Cihanda sulh!

'Öyle deme be gardaş,
Baş kesiyor Bulgar baş...'
Ne yapalın arkadaş?
Yurtda sulh, Cihanda sulh!

Yunan da uzattı dil,
Tutturdu oniki mil.
Fakat önemli değil,
Yurtda sulh, Cihanda sulh!

'Yahu yirminci asır,
Yamyamlar hür, Türk esir'
Yani bizde mi kusur?
Yurtda sulh, Cihanda sulh!

Şimdi desek Türk heder...
Elâlem Turancı der.
Neme lâzım birader.
Yurtda sulh, Cihanda sulh!

Özbeöz gardaşız be...
Bulgar vururken darbe,
Hala mı tövbe... tövde...
Yurtda sulh, Cihanda sulh!

Düşmüşsünüz denize,
Ârif ne yapsın size?
Atamız dedi bize,
Yurtda sulh, Cihanda sulh!

Yuh!

Haydin hep bir ağızdan,
Yılana yuh çekelim.
Sağ görünüp sol sazdan,
çalana yuh çekelim.

Bizdik dün vururlan,
Al bayrağa sarılan,
Bize karşı kurulan,
Pilana yuh çekelim.

Haykır sorgu olsada,
Sonu yargı olsada,
Adı vergi olsada,
Talana yuh çekelim.

Görmez kendi pisini
Kaltağının süsünü,
Bacımın örtüsünü,
Alana yuh çekelim.

Meshep yok diyen fişman,
Kur`an`a basar şaşman,
İslam`a sinsi düşman,
Olana yuh çekelim.

Tek Türkeş tutuk olan,
Tam kahpece bir pilan.
Ecevit suçsuz mu lan?
Salana yuh çekelim.

Adalet mağlup hayfa.
Yazanlar kızıl tayfa.
Dokuzyüz küsür sayfa,
Yalana yuh çekelim.

Ramazan oruç demez,
şarapsız yemek yemez,
Bunlar geberse namaz
Kılana yuh çekelim.

Arif der ki; baş sakat,
Sivas, Amasya, Tokat!
Ordu yaşasın fakat
Falana yuh çekelim.

Yok

Bu dava tertemiz bu dava tektir,
Bu davada leke, benek olmak yok.
Ülkücü dediğin çelik demektir,
Uzamak, kısalmak sünek olmak yok.

Neşemiz, tasamız kederimiz bir,
Biz Nesl-i Asım'ız kaderimiz bir,
Teşkilat, doktrin liderimiz bir,
Kıvırmak, yamulmak, dönek olmak yok.

Konulduğu kaptan sızanlar gibi,
Yaptığını yıkıp bozanlar gibi,
Kucaktan kucağa gezenler gibi,
Herkesin öptüğü yanak olmak yok.

Onun bunun ağzı ile öpülüp,
Nefis için bunca hizmet tepilip,
Arı olma sevdasına kapılıp,
Mikrop saçan sivri sinek olmak yok.

Lideri nerede Ülkücü orda,
Arif de sizinle aynı kararda,
Davamıza kurban, koç olmak var da,
Sütünü deviren inek olmak yok.

Yeter ki İstesin

Yeter ki istesin cenabı Allah!
İsterse herşeyi hoşa döndürür.
Keremine şükür elhamdülillah...
Toprağı rızk yapar aşa döndürür,

İsterse ateşi gonca gül eyler
İsterse ahrazı bir bülbül eyler
İsterse deryayı kızgın çöl eyler
Çölleri deryaya yaşa döndürür.

Bir köze nazar et bir de şu buza
Düşünsek idraki zor değil bize
Ey gafil güvenme bugünkü yaza
Bir anda yazları kışa döndürür.

Çok üzülmek gibi fazla gülmek de
Hatadır marifet bunu bilmekte.
Bakarsın ki hayal gerçek olmakta,
Gerçeği hayale,düşe döndürür.

Direkleri küfür olan konağı,
Hakk isterse yapar baykuş tüneği
Bazan kartal edip sivrisineği
Kartalı kanatsız kuşa döndürür.

Döndürmenin vardır türlü halları
Devlet verip dener bazı kulları
O kul ki tutarsa eğri yolları
İbret için puta, taşa döndürür.

Hangi idareye layıksa millet
O şekil idare edilir elbet.
Rahmani değilse eğer bir devlet
O zaman kuzgunu leşe döndürür.

O Allah ki her ameli tartar .
İki asrı saniyede örter O.
Her geceyi bir şafakla yırtar O
Sanmayın dünyayı boşa döndürür.

Tasa etme Arif, zalimse hünkar
Tacını, tahtını başına yıkar
Onu baştan alır zindana sokar,
Mazlumu zindandan başa döndürür.

Yeter Artık

Yeter be! Üstüme çok gitmesinler,
Ülkücülük haddi aşmak değildir.
Bana ülkücülük öğretmesinler,
Ülkücülük yoldan şaşmak değildir.

Ülkücü kavrulur her nefesinde
Ocak ateşinde ocak isinde
Sistemin düdüklü tenceresinde
'Kelle paça' gibi pişmek değildir.

Merkezmiz herkesmiş bilmem ne derken
Erken unuttular Türkeş'i erken
Ülkücülük 'ülkü' elden giderken
Hoplayıp zıplayıp çoşmak değildir.

Seneden seneye mezar ıslayıp,
'Türkeşçilik' yapmak ayıptır ayıp
Sırf bununla Ülkücülük taslayıp
Ülkücünün derdini deşmek değildir.

Köylü bile öküz alsa işine,
Dişine bakıyor önce dişine
Ülkücülük her hıyarın peşine
Bir avuç tuz alıp koşmak değildir.

Düşünen ve konuşanı ezerek,
Soru soran ülkücüyü bozarak
Cevaptan ziyade ona kızarak
Köpürmek değildir taşmak değildir.

Ülkücülük makamları koz yapıp,
Gönülleri ufalayıp toz yapıp
Elaleme gık yok bize poz yapıp
Kabarmak değildir pişmek değildir.

Bu sevda gönlüne aldıklarına
Vefayı öğretir bulduklarına
Kötü günde muhtaç olduklarına
İyi günde mezar eşmek değildir.

Ülkücülük böyle utanmazlaşıp,
Sevdayı unutup hatta yozlaşıp
Geçmişine sövenlerle uzlaşıp
Arif'in paşine düşmek değildir.

Yemin

Yeminimde durmazsam
Gök girsin kızıl çıksın.
Bir gün hesap sormazsam
Gök girsin kızıl çıksın.

Eğer kinsiz solursam,
Fırsatını bulursam,
Merhametli olursam
Gök girsin kızıl çıksın.

Kül onlara köz mene,
Yakışalım Özmen’e
Ver gardaşım söz mene
Gök girsin kızıl çıksın.

Şehit Dursun verdi can
Unutursan nara yan,
Almaz ise kana kan
Gök girsin kızıl çıksın.

Ozan Arif der dille,
Bir Yusuf’a bin kelle
Almazsan iyi belle
Gök girsin kızıl çıksın.

Yazıklar Olsun

Zulümle geçemez gemi denizi,
Batırmazsak bize yazıklar olsun.
Suçsuz yattığımız zindanda sizi,
Yatırmazsak bize yazıklar olsun.

Zaman gebe saat o yüzden sancır
Bu imanı zaptedemez bu zincir.
Hepinizin ocağında bir incir
Bitirmezsek bize yazıklar olsun.

Arif der ki unutmayın şunları
Unutmayın yaktığınız canları
Fitil fitil burnunuzdan bunları
Getirmezsek bize yazıklar olsun.

Yazık Olur Vatana

Meydan sizin...Onun bunun sözünü,
Duyarsanız yazık olur vatana.
Kuru lafla memleketin gözünü
Boyarsanız yazık olur vatana.

Eğilin milletten yükselen sese
Mavi boncuk dağıtmayın herkese
Hoşgörü bezinden takım elbise
Giyerseniz yazık olur vatana.

Bilinmeli Mataracı sürüsü
Ötmemeli Yahya'ların borusu
Aç beklerken memleketin yarısı
Doyarsanız yazık olur vatana.

Atatürk maskesi,hayran firenge
Bak şimdi de girdi Kemalist renge
Her devrin köpeği şu pezevenge
Uyarsanız yazık olur vatana.

Hatırını gütmen bilmem ne beyin
Herkesin suçunu yüzüne deyin
Şimal rüzgarına dikkat eyleyin
Buyarsanız yazık olur vatana.

Düşman olup milli birlik çağrıma
Koministler yara açtı böğrüme
Siz de süngünüzü benim bağrıma
Dayarsanız yazık olur vatana.

Beşik yapıp kollarımı dizimi
Ben büyüttüm 'ordu' adlı kuzumu
Ben büyüttüm diye benim gözümü
Oyarsanız yazık olur vatana.

Dörtbin şehit verdik yurda hediye
Düşünün bir defa acaba niye?
Koministle beni aynı kefeye
Koyarsanız yazık olur vatana.

Arif hazır size destan yazmaya
Söz verdiniz ihaneti bozmaya
Söz verdiniz kominizmi ezmeye
Cayarsanız yazık olur vatana.

Yaşasın Cumhuriyet

Altmışbirinci yılı
Yaşasın Cumhuriyet
Biz de çalak kavalı
Yaşasın Cumhuriyet

Altmışbir yıl övdüğüm
Davulunu dövdüğüm
Hay gözünü sevdiğim
Yaşasın Cumhuriyet!

Çok şükür dipdiriyiz
Kim demiş ki geriyiz?
Yamyamdan ileriyiz
Yaşasın Cumhuriyet!

Kulaklarım duymasın
Duyup ele uymasın
Varsın karnım doymasın
Yaşasın Cumhuriyet!

Yoksa bir suyum yoktur
Başka da neyim yoktur
Heykelsiz köyüm yoktur
Yaşasın Cumhuriyet!

Köyde herşey şahane
Enerji yok, bahane
Tezek var ya daha ne
Yaşasın Cumhuriyet!

Ne ararsan ara bol
Ceryan yoksa çıra bol
Su mu yoktur bira bol
Yaşasın Cumhuriyet!

Meyhane, kerhane bar,
Gidene camii de var.
Biz laik'iz o kadar
Yaşasın cumhuriyet!

Bu devir neşe devri,
Ye, iç, yat, yaşa devri
Sultan yok paşa devri
Yaşasın Cumhuriyet!

Azerbaycan yetimmiş
Batı Trakya kimmiş?
O işler eskidenmiş
Yaşasın Cumhuriyet!

Kerkük Musul şu anda
Boğulsun varsın kanda
Sulh var yurtta cihanda
Yaşasın Cumhuriyet!

Ya bu terör kargaşa
Canım gardaş gardaşa
Kapılmayın telaşa
Yaşasın cumhuriyet!

Arif be artık yetsin
Bu destan burda bitsin
Allah bizi affetsin
Yaşasın cumhuriyet!

Yalan Değil

Vah zavallı Türkiye'm!
Soluyor yalan değil.
Başa geçen onu yem
Biliyor yalan değil.

Ne yol aldık ne menzil
Bugün dünden de rezil
Halkın karnı yine zil
Çalıyor yalan değil.

Kuran kurmuş ağını
Uzatmış ayağını
Bal tutup parmağını
Yalıyor yalan değil.

Zengin zengindir bre
Sırtı gelir mi yere?
Olan yine fakire
Oluyor yalan değil.

Torpil ile masalar
Rüşvet ile keseler
Vurgun ile kasalar
Doluyor yalan değil.

Bir yer biri bakar
Kıyamet ondan kopar
Felaket apar topar
Geliyor yalan değil.

Devlet baba nerdesin?
Ozan Arif neylesin?
Babalık vasfın kesin
Ölüyor yalan değil.

Vesselam

Ben böyle bilmezdim bu bizim yurdu
Bambaşka bir hali varmış vesselam!
Vay anam vay,nelerini doyurdu
Bol kaymağı balı varmış vesselam!

Başa geçen doğru dürüst olmadı
De ki bana şu geldi de çalmadı
Testisini doldurmayan kalmadı
Kurumayan gölü varmış vesselam!

Kimi geldi sunta ile götürdü
Kimi geldi çanta ile götürdü
Her biri bir avantayla götürdü
Gani para,pulu varmış vesselam!

Mayısına Eylülüne Mart'ına
Güvendik de dindi mi ki fırtına
İçten dıştan hep bindiler sırtına
Bükülmeyen beli varmış vesselam!

Bırak dünü bugün bile seyret be
Yıkmak için ediyorlar gayret be
Daha hala gık demedi hayret be
Bıçak açmaz dili varmış vesselam!

Benim aklım benim fikrim yetmedi
Bu memleket nasıl hala batmadı
Gelen yedi,giden yedi bitmedi
Tükenmeyen malı varmış vesselam!

Ozan Arif şunu söyle sen bir de
Hiç mi sahip çıkan yoktur bu yurda
Var var ama,o da işte içerde
Tek talihsiz kulu varmış vesselam.

Vergi Bağlandı

Ağlamak sızlamak nafile beyler,
Yorgana, döşeğe vergi bağlandı.
İnliyor şehirler, kazalar, köyler,
Buğdaya, başağa vergi bağlandı.

Bülbül gibi susmak için dut yerdik,
Koyun besler, kuzu besler süt yerdik,
Ara sıra av yapardık et yerdik
Baruta, fişeğe vergi bağlandı.

Berberin bakkalın koptu damarı
Esnaf duman oldu yedi şamarı
Sık diyorlar, yok ki sıkak kemeri,
Kemere, kuşağa vergi bağlandı.

Bankerler topladı bankada para
Zengin yine zengin, fakirde yara.
İneğe öküze, mala davara,
Tokluya, şişeğe vergi bağlandı.

Ben görmedim dertsiz insan göreni
Vurgun cu yol almış yoktur fireni,
Gariban köylünün kara tireni,
Ahırda eşeğe vergi bağlandı.

Arif bak diyorlar az ve öz olsun.
Nikaha vergi var geriye kalsın
Bekarlar aklını başına alsın !
Doğmamış uşağa vergi bağlandı.

Ver Elini

Kim olursan ol gardaş
Ver elini, ver bana.
Bizde sevgi bol gardaş,
Ver elini, ver bana

Sevgi bizi yoğurur
Bir olmaya çağırır
Birlik kuvvet doğurur
Ver elini ver bana.

Ecdadını, atanı,
Şehit olup yatanı
Seviyorsan vatanı
Ver elini, ver bana.

Bak gardaşım, iyi bak
Bu ot, bu dal, bu yaprak
Hepimizin bu toprak
Ver elini, ver bana.

Binip düşman kızağa
Gitme benden uzağa
Düşmeyelim tuzağa
Ver elini, ver bana.

Ver, beraber coşalım
Engelleri aşalım
Geleceğe koşalım
Ver elini ver bana.

Arif der ki: Hiç artık
Geç kalma sen geç artık
Harekete geç artık
Ver elini, ver bana.

Ve 8 Haziran'da Gecti

Ne şahit, ne ispat, ne delil gerek,
Apaçık ortada yönünüz sizin.
Hain değilseniz gafil olarak.
Tarihe geçecek ününüz sizin.

Dipçiğin rüzgarı tam tepemizde,
Gazete yazamaz, hürlük var söz de!
Televizyon sizde, radyo sizde,
Konuşun ağalar gününüz sizin.

İşiniz sadece bizi yormaktır,
Adalet değil de, denge kurmaktır.
'Sol'`u göstermektir, 'sağ'`a vurmaktır,
Budur hüneriniz, feniniz sizin.

Millete boşuna rezil olmayın,
'Disk' falan hikâye kafa bulmayın,
'Ecevit'`i tutup tutup salmayın! ..
Sadece 'Türkeş'`e kininiz sizin.

Sanmayın bu millet hep böyle durur,
Bu teker, bu yolda ne kadar yürür?
Rütbeniz çıkınca görürüz, görür!
Kaç kuruş edecek tonunuz sizin!

Ramazanda içip, iç açmak sizde,
Eşarbı men edip, saç açmak sizde,
Mayo giyin deyip, kıç açmak sizde,
Nedir meshebiniz dininiz sizin?

'Oniki Eylül`den önce şöyleydi'
'Oniki Eylül`den önce böyleydi'
Yeter artık yeter zıkkım olaydı,
Yok mudur hiç başka konunuz sizin?

Oniki Eylül`den önceki aylar,
Emrinizde değil miydi alaylar?
Susmanız demek ki şundanmış beyler:
Hesapla meşgulmüş dününüz sizin.

Biriniz niyetli en büyük paya,
Siz de mi düştünüz aynı sevdâya?
Koltuk yumuşak mı neden kışlaya,
Dönmek istemiyor canınız sizin.

Siz de alın yavrum(!) her gelen aldı,
Villasız, çiftliksiz hanginiz kaldı?
Köşeyi döndünüz tastamam oldu,
Hamamınız sizin, hanınız sizin.

Balık baştan kokmuş, baştan bozulmuş,
Senaryonuz Vaşington`da yazılmış,
Sanki dersin Holivut`da süzülmüş,
İyi rol yapıyor 'jönünüz' sizin.

Kendinize gelin derde kalmayın,
Gaflete bu kadar fazla dalmayın,
'Enver Sedat' kadar sadık olmayın! ..
Beni hiç açmıyor sonunuz sizin.

Kimbilir nelere gebedir zaman
Diyeceğim şu ki; 'El oğlu yaman'
(Sakın ha Arif`i yanlış anlaman)
Çelikten mi yoksa gönünüz sizin?

Vatanımı Özledim

Sorma gardaş derdimi,
Vatanımı özledim.
Adım adım yurdumu
Vatanımı özledim.

Çekmeyen bilmez hey hey,
Yurt hasreti kötü şey,
Şehir şehir kaza köy
Vatanımı özledim.

Muşlu hasrettir Muş'a
Maraşlılar Maraş'a
Ben ise baştan başa
Vatanımı özledim.

Bahçesini bağını,
Dalını yaprağını
Taşını toprağını
Vatanımı özledim.

Elvan elvan gülleri,
Ilgıt ılgıt yelleri,
Türkü diyen dilleri
Vatanımı özledim.

Bıırak be kader bırak,
Biliyorum çok ırak,
Yoları çamur çorak
Vatanımı özledim.

Sıkıntı derdi ile,
Köpeği kurdu ile,
Kalleş merdi ile
Vatanımı özledim.

Gelenekler töreler,
Ezanlar minareler
Ah..Daha neler neler
Vatanımı özledim.

Şu gurbet kasa kasa,
Al sana para dese
Dünyayı bağışlasa
Vatanımı özledim.

Her bayram acı acı,
Sızlar burnumun ucu
Batsın gurbetin tacı
Vatanımı özledim.

Arif der: Çürür müyüm?
Kalır mı durur muyum?
Acaba görür müyüm?
Vatanımı özledim.

Üşürüz

Zincir soğuk, zindan yaş,
Belki biraz üşürüz.
Hele başım zindandan,
Çıksında görüşürüz.

Ülkücü Derler Bized

Aslımız Oguz aslı,
Ülkücü derler bize.
Neslimiz Âsım nesli,
Ülkücü derler bize.

Cihandır eşiğimiz,
Ocaktır beşiğimiz,
Dokuzdur ışığımız,
Ülkücü derler bize.

İmanın kölesiyiz,
Küfürün belasıyız,
Türk-İslam kalesiyiz,
Ülkücü derler bize.

Vatana kanat gerdik,
Uğrunda neler gördük,
Dörtbin de şehit verdik,
Ülkücü derler bize.

Zindanlar şükrümüzdür,
Çilemiz zikrimizdir,
Partimiz fikrimizdir,
Ülkücü derler bize.

Zindanda Bozkurt terler,
Çakallar neden hürler?
Korksunlar diktatörler,
Ülkücü derler bize.

Allah'tır tek hakim be,
Kur'an'dır tek hüküm be,
Bey kimmiş, paşa kim be?
Ülkücü derler bize.

İpsede kaderimiz,
Yüzülsede derimiz,
Başbuğdur liderimiz,
Ülkücü derler bize.

Başbuğ'dan ferman ola,
Ârif'e derman ola,
Gün ola harman ola,
Ülkücü derler bize.

Tadı Yok

Benim için artık yalan dünyada
Ekmeğin tadı yok aşın tadı yok.
Alparslan Türkeşsiz kalan dünyada
Baharın tadı yok kışın tadı tok.

Onun sağlığında gezerken yurdu
Yüreğim bambaşka şevkle vururdu
O şevki içime o doldururdu
O gitti toprağın taşın tadı yok.

Yok çünkü yerinden oynamış taşlar,
Vefa yok haksızlık çok arkadaşlar
Kuru olmadan da yanıyor yaşlar
Kurunun tadı yok yaşın tadı yok.

O gitti gideli yollar bir tuhaf
Fikirler bir tuhaf diller bir tuhaf
Edirne’den Van’a iller bir tuhaf
Muğla’nın tadı yok Muş’un tadı yok.

Yok gardaş yok artık her yere git bak
Ayaklar baş olmuş başlar da ayak
Konuşursan ihraç, susarsan dayak
Ayağın tadı yok başın tadı yok.

Baskın yemiş gibi yiğitler baskın
Kimi ele kimi bahtına küskün.
Bıçaklar açmıyor ağızlar suskun
Ağızın tadı yok dişin tadı yok.
Yaraladı beni yaran dediğim
Unutuldu rehber Ku’ran dediğim
Hatta ‘Kızıl Elma’ ‘Turan’ dediğim
Hayalin tadı yok düşün tadı yok.

O Türkmen Başbuğ’u olunca mezar
Pazar yeri oldu sevdamız pazar
Yek pare iktidar olsak ne yazar
Dünyayı tuş etsek tuşun tadı yok.

Hesaplar ortaya serilmedikçe
Ve işler ehline verilmedikçe
Bozkurtlar yeniden dirilmedikçe
Arif için artık işin tadı yok.

Üç bela (ABD , Rusya , Çin)

Üç belâ var bu dünyanın başında!
Amerika, Kızıl Rusya, Kızıl çin.
Üçü birden fitne-fesat peşinde,
Amerika, Kızıl Rusya, Kızıl çin.

Biri dünki velet, tarihi hiçtir,
Biri 'Moskof', biri 'Ecüc-Mecüc'`tür
Karınları tokya, ruhları açtır,
Amerika, Kızıl Rusya, Kızıl çin.

Amerika neyin varsa sömürür,
Urusya, çin; etini de kemirir,
Sonra tutar insanlıktan dem vurur,
Amerika, Kızıl Rusya, Kızıl çin.

Birisinde liberaller yer-yutar,
İkisinde generaller yer-yutar,
Hepsinde de belli zümre 'fink atar',
Amerika, Kızıl Rusya, Kızıl çin.

Kapitalizm, Komünizmi çağırır,
İki sistem birbirini doğurur,
Sırf poz için birbirine bağırır,
Amerika, Kızıl Rusya, Kızıl çin.

Bu sistemler bol savurur yalanı,
çünkü temel ehl-i küfrün pilanı,
İşte bunlar, bu pilanın yalanı,
Amerika, Kızıl Rusya, Kızıl çin.

Hiç birinin aklı, fikri, görüşü,
Kabül etmez bu dünya da barışı,
Yaptıkları silahlanma yarışı,
Amerika, Kızıl Rusya, Kızıl çin.

Hangi taşı kaldırırsan kaldır bak,
Hep altından bunlar çıkar muhakkak.
Ah bilseniz ne âdidir, ne alçak
Amerika, Kızıl Rusya, Kızıl çin.

Mesela; nereden şımardı 'Bulgar'?
İşte buyur, arkasında 'Moskof' var.
Her birisi başka yerde canavar,
Amerika, Kızıl Rusya, Kızıl çin.

Vaşington`un, Moskova`nın, Pekin`in,
İnsanlığa hayrı yoktur tekinin,
Gülseler de dostluğundan çekinin,
Amerika, Kızıl Rusya, Kızıl çin.

Huylarıdır cünkü önce gülerler,
Dostuz derler, insanları bölerler,
Daha sonra haritadan silerler,
Amerika, Kızıl Rusya, Kızıl çin.

Biri seni, biri beni tutacak,
Harp çıkacak, memleketler batacak,
Başka türlü nasıl silah satacak?
Amerika, Kızıl Rusya, Kızıl çin.

Hemi Uzak, hemi Orta Doğu`nun,
çektikleri hep bunlardan çoğunun.
Mucidi bunlardır 'Atom çağı'`nın,
Amerika, Kızıl Rusya, Kızıl çin.

İnsanlık hasretken ekmeğe, suya,
Boşuna mı gidiyorlar ta... Ay`a?
Ordan zulüm edecekler dünya`ya,
Amerika, Kızıl Rusya, Kızıl çin.

Üçünün de köpekleri her yerde,
Huzuru, barışı sokarlar derde,
Ve suyun üstüne çıkarlar birde,
Amerika, Kızıl Rusya, Kızıl çin.

En basiti; düşündün mü gardaş hiç?
Türkiye`de ülkücülük neden suç?
Dün vuranla, bugün mahkûm eden güç,
Amerika, Kızıl Rusya, Kızıl çin.

Arif be lideri hapse de girse,
Bu ne büyük dâvâ imiş meğerse!
Görüşürüz Allah izin verirse,
Amerika, Kızıl Rusya, Kızıl çin.

Unutmam

Unuttu mu sanıyorsun unuttu?
Unutamam, unutamam unutmam!
Unutmamak beni hayatta tuttu,
Unutamam, unutamam unutmam

Kinin yeri yoktu benim gönlümde,
Böyle oldu isem kabahat kimde?
Istesemde artik değil elimde
Unutamam, unutamam unutmam.

Anlasanda usul usul anlatsam,
Sana bir ülkücü nesil anlatsam
Nereden başlasam, nasıl anlatsam
Unutamam, unutamam unutmam.

Ruhî Kiliçkiran ilk göz agrimiz,
Sonra Özmeni'miz, İmamoğlu'muz,
Önkuzu'muz derken yandı bagrımız.
Unutamam, unutamam unutmam.

Baştan giden bunlar bunlar en baştan,
Sırf bunlarla çıkamadık ataştan.
Genç ihtiyar şehit verdik her yaştan.
Unutamam, unutamam unutmam.

Bir haneden kîp kip giden kan oldu.
Ellerimin kan doldugu an oldu.
Yedi tabut taşıdığım gün oldu.
Unutamam, unutamam unutmam.

Giderken dedik ki bu dörtbin nefer,
Kanımızz aksada İslamın zafer.
Bırak Türk olmayı, insansam eğer,
Unutamam, unutamam unutmam.

Verdiğim şehîdin on katı kadar,
Elsiz kolsuz kalan gazilerim var.
Unutmak ne demek? Ar ederim ar
Unutamam, unutamam unutmam.

Vatan dedik, millet dedik, din dedik
Kızıl kızıl fırtınalar önledik.
Yine en büyük kazığı biz yedik.
Unutamam, unutamam unutmam.

Ve o fil sandığıim pire eylülü,
Deva sandığım yara eylülü,
Bizi hançerleyen kara eylülü,
Unutamam, unutamam unutmam.

O eylülün getirdiği kafayı,
Imani küfürle tartan kefeyi,
Kanımla sürülen zevki sefayı,
Unutamam, unutamam unutmam.

Ondokuz ağustos sene seksenbir,
Tarihlere nasil geçer kimbilir?
Bana göre leke, bana göre kir,
Unutamam, unutamam unutmam.

Kurt pesinde köpek olan savcıyı,
Hakim dedikleri zalim avcıyı,
Bize verdikleri zulmu acıyı,
Unutamam, unutamam unutmam.

Mamak'taki C-5 deki halleri,
Adaletsiz kalem kıran elleri,
O ellerin soldurduğu gülleri,
Unutamam, Unutamam unutmam.

Zindanlar, hücreler, gizli bölümler,
Gizli bölümlerde gizli ölümler,
Iskenceler, hakaretler zulümler,
Unutamam, unutamam unutmam.

Gözlerimin ışığına bir bakın,
Doğrultun namluyu bir kurşun sıkın,
Ama bana unut demeyin sakın,
Unutamam, unutamam unutmam.

Ozan ARIF bu dünyadan göç etse,
Kara toprak erîm erim eritse,
Mezarında karış karış ot bitse,
Unutamam, unutamam unutmam

Şerefsizler

Bizi mahkum etmekti,
Derdiniz şerefsizler.
Ve nihayet murada,
Erdiniz şerefsizler.

Bağırsam neye yarar,
Çağırsam neye yarar,
Tam kahpece bir karar,
Verdiniz şerefsizler.

Şaşırmadım ben buna,
Kına yakının kına.
Mazlumların kanına,
Girdiniz şerefsizler.

Eh, .. Sırayı savdık biz,
Siz düşünün artık siz!
Hukuku katlettiniz,
Kırdınız şerefsizler.

Arif derki; çıktı ok,
Bundan sonra insaf yok,
Adalete resmen b...,
Sürdünüz şerefsizler.

Şen Olsun Kurultayın

Onsekiz mayıs bugün, hele bak sen, bak hele...
Bugün burda maaşallah, inananlar elele,
Bu yedinci kurultay, Allah`ın izni ile,
Dokuzyüzdoksandokuz, bin olsun kurultayın,
Şen olsun ülküdaşım, şen olsun kurultayın.

Birliğini hiç bir şey bölmesin, bölemesin,
Allah`ım yardım etsin, sırtın yere gelmesin,
Ben bin dedim, velâkin binde bile kalmasın,
Kıyamete kadar her an olsun kurultayın,
Şen olsun ülküdaşım, şen olsun kurultayın.

Ne yazıyor her yerde, ne yazıyor oku bak,
Her taraf bayrak bayrak, her taraf sancak sancak,
Bize böyle Kurultay yakışır zaten ancak.
Kurultaylar başına han olsun kurultayın,
Şen olsun ülküdaşım, şen olsun kurultayın.

'Hazreti Ebu Bekir, Sıddık'`da ki sadakat,
'Hazreti Ömer'`deki hiç lekesiz adalet,
O 'Allah`ın Aslanı Ali'`deki güç, kuvvet,
'Hazreti Osman'`daki fen olsun kurultayın,
Şen olsun ülküdaşım, şen olsun kurultayın.

Geçmezsiniz zaten ya, bu ölçüden geçmeyin,
Dirayetli olun da sakın zulme kaçmayın,
Fakat sevgi diye de, acze kapı açmayın.
Sadece küfre karşı kin olsun kurultayın,
Şen olsun ülküdaşım, şen olsun kurultayın.

Bize gelen hoş geldi, tek şartımız şu gardaş:
Kemiğini şeker yap, kanını da su gardaş,
Türk ve İslâm ülküsü, işte vahdet bu gardaş,
Bu vahdet helvasına un olsun kurultayın,
Şen olsun ülküdaşım, şen olsun kurultayın.

Bu dâvânın şehidi, bu dâvânın gazisi,
Çile ile süslüdür bu dâvânın mâzisi,
Şimdi hâlâ zindanda nice ana kuzusu,
Gelecek nesillere yön olsun kurultayın,
Şen olsun ülküdaşım, şen olsun kurultayın.

Kaderimiz bu bizim, bize ülkücü denmiş,
Cümle Ehl-i İslâm`ın derdi bize yüklenmiş,
Vatanımın üstüne karanlık çökerlenmiş,
Karanlığı yırtacak tan olsun kurultayın,
Şen olsun ülküdaşım, şen olsun kurultayın.

Bu gidişe dur deyip, buna bir son vermeli,
Bir 'İbrahim' çıkmalı, putları devirmeli,
Bu milleti titretip kendine döndürmeli,
Bu millete yeni ruh, can olsun kurultayın,
Şen olsun ülküdaşım, şen olsun kurultayın.

Vatanın baştan başa köy, kasaba, ilin,
Yayla, ova, tepe, dağ, tarlasının, yolunun,
Şah damarı sensin sen, bütün Anadolu`nun,
Bu damara inşallah kan olsun kurultayın,
Şen olsun ülküdaşım, şen olsun kurultayın.

Almanya ne ki gardaş, Almanya bunun biri,
Türk yaşayan bilimum Avrupa devletleri,
Kurultaya temsilci göndermiş yiğitleri,
'Alp'`lerin kükrediği gün olsun kurultayın,
Şen olsun ülküdaşım, şen olsun kurultayın.

Bu dâvânın kudreti nerden nereye varmış,
Amerika`dan tut da... Hong-Kong`a bayrak açmış,
Aha Avustralya; yine çiçek göndermiş,
Tüm cihanı saracak kın olsun kurultayın,
Şen olsun ülküdaşım, şen olsun kurultayın.

Allah izin verirse çok kurultay yaparız,
Ne bu yoldan saparız, ne de O´ndan koparız,
Hasretle 'Başbuğ`umun' ellerinden öperiz,
Haykır 'Arif', haykır be... Şan olsun kurultayın,
Şen olsun ülküdaşım, şen olsun kurultayın.

Şemdinli'den Telefon

Aloo...Angara mı?Gonuşun susman!
Zor benim oraya erişmem begim.
Burası Şemdinli...Ben Çopur Osman,
Şart oldu sizinle görüşmem begim.

Neden mi aradım,hele bah şuna!
Yoksa sesim getmedi mi hoşuna?
Bize silah dağıtmayın boşuna,
Anarşistle filan vuruşmam begim.

Bir kere vuruştum aldım payımı
Hapiste geçirdim otuz ayımı
Şimdi tekrar gazıp gendi guyumu
Zindanda çürüyüp buruşmam begim.

Aloo..Dur gapatma dökem içimi
Sattım savdım davarımı geçimi
Ürüşvetle zor gurtardım gıçımı
Üç ay evvel bitti duruşmam begim.

Silah diye zırtımıza bindiniz
Şimdi niye dağıtmaya döndünüz
Ula bizi siz eşşek mi sandınız?
Ben daha o işe girişmem begim.

Hem köylüler ne yapacak silahı
Bu yolla mı bilacağız felahı
Hani gardaş gavgasıydı bu yahu
Ben öyle lafınan yarışmam begim.

Gardaşı mardaşı artık bırahıp
Bu gavga neymiş anlayın bahıp
Yerinizde olsam kürsüye çıhıp
Beşlik simit gibi gırışmam begim.

Gayrı benim külahıma anlatın
Enayisi biz miyiz be milletin
Cendermesi polisi var devletin
Dövletin işine garışmam begim.

Gedip de Arifi dinleyin bir de
Dünkü garışanlar şimdi bah nerde
Türkeş babo dört senedir içerde
Küsmüşem vallahi barışmam begim.

Sürgün

Üç gardaştık bir zamanlar üç gardaş,
O toprakta, sen zindanda, ben sürgün.
Aklımıza gelir miydi hiç gardaş?
O toprakta, sen zindanda, ben sürgün.

Aynı aşkla dolu idi içimiz,
Bu vatanı sevmek idi suçumuz,
Bir kaderin kurbanıyız üçümüz,
O toprakta, sen zindanda, ben sürgün.

Yıllar oldu onu yolcu edeli,
Sen hapise ben sürgüne gideli,
Demek buymuş bu sevdanın bedeli,
O toprakta, sen zindanda, ben sürgün.

O çiçekti hain eller kuruttu,
Şehid edip omuzlarda yürüttü,
Seni zindan beni gurbet çürüttü
O toprakta, sen zindanda, ben sürgün.

Kendimden çok size gönlüm üzülür,
Sofralarda elim kolum çözülür,
Lokma gelir boğazıma dizilir,
O toprakta, sen zindanda, ben sürgün.

O şehittir ‘şehit’ diye anayım,
Lakin sana çarem yok ki sunayım,
Sen bana yan ben de sana yanayım,
O toprakta, sen zindanda, ben sürgün.

Mümkün değil bu düzenle barışmak,
Bize düşen aynı yolda yarışmak,
Ahrete mi kaldı gardaş görüşmek
O toprakta, sen zindanda, ben sürgün.

Kader hala bize böyle bağ olsun,
Düşmanların yürekleri yağ olsun,
Ne yapalım vatan millet sağ olsun
O toprakta, sen zindanda, ben sürgün.

Arif der ki bu çileler bu ahlar,
Belki bize bu çilede felah var,
Kul bilmesin bizi bilen ALLAH var,
O toprakta, sen zindanda, ben sürgün...

Sus Yavrum

'Ülkücüyüm' deme, suçlu
Derler yavrum sonra seni.
Bir kahpeye rastgelirsin,
Körler yavrum sonra seni.

Ömür boyu çilen bitmez.
'Millet' demen hoşa gitmez.
Milletin de yardım etmez,
Zorlar yavrum sonra seni.

Çetin yavrum, dâva çetin.
Huyu garip bu milletin.
'Devlet' dersin, öz devletin,
Horlar yavrum sonra seni.

Vatan sevmen etmez para,
Belli olmaz kanunlara,
Baban gibi zindanlara,
Korlar yavrum sonra seni.

Arif sözü dinle sabi,
'Ülkü' demir bir leblebi!
'Fikri' gibi, 'Cengiz' gibi
Yerler yavrum sonra seni.

Söz Mü?

Bu destanı hep birlikte elele,
Yazmaya varmısın? Söz mü ülküdaş?
Her tuzağı (varmak için menzile) ,
Bozmaya var mısın? Söz mü ülküdaş?

İyi dinle, ne diyorsam tam anla,
Mantıkdaki kördüğümü imanla,
Sabrederek her düğümü zamanla,
Çözmeye var mısın? Söz mü ülküdaş?

Liderinin etrafını bürüyüp,
Beraberlik potasında eriyip,
Sevgi sevgi gönüllerle yürüyüp,
Gezmeye var mısın? Söz mü ülküdaş?

Sevgi için geldik doğrudur amma...
Sakın bunu pısırıklık anlama.
Yan bakan olursa Türk`e İslâm`a,
Ezmeye var mısın? Söz mü ülküdaş?

Sen onu ezmezsen, o seni ezer,
Dişe dişin pazarıdır, bu pazar!
Sana mezar kazana da, sen mezar,
Kazmaya var mısın? Söz mü ülküdaş?

İyi tanı düşmanını, dostunu.
Bu hak yolda sezer isen kastını,
Baban olsa bir kalemde üstünü,
Çizmeye var mısın? Söz mü ülküdaş?

Varım dedin, verdin gardaş sözünü.
Arif der ki; üfleyerek tozunu,
İslâm eleğinde Türk`ün özünü,
Süzmeye var mısın? Söz mü ülküdaş

Söylemeye Mecburum

Bu icraat, bu gidişaat, bu tutum,
Bence çıkmaz yol demektir bu gardaş.
Sizi bilemem bitti benim umudum,
Ağlanacak hal demektir bu gardaş.

Lâfa değil gardaş, işe bak işe,
Dokuzyüz seksen`de geçtiler başa,
Hesap açık, bak geldik seksenbeşe,
Koskoca beş yıl demektir bu gardaş.

Şimdi dersen beş yıl yoktur senesi,
Hükümetin daha taze kınası.
Bu da işte O ineğin danası,
Seksende ki döl demektir bu gardaş.

Her gün zam, her gün zam, yeter be yeter...
Bir evde ki çoluk-çocuk aç yatar,
O memleket çok yaşamaz tez batar,
Kuruyacak dal demektir bu gardaş.

Paşa ilmi, bakan ilmi, bey ilmi,
Üçü birden memleketi soy ilmi.
İşçi, köylü, esnaf insan değil mi?
Geber demek, öl demektir bu gardaş.

Şimdi size soruyorum ey millet,
Eksilir mi rüşvet denen şu illet?
Memurunu doyurmazsa bir devlet?
Ürüşvet de, çal demektir bu gardaş.

Vatandaşın günü yoktur zararsız,
Sefaletten evde avrat kararsız,
Bu açıkça vatandaşa ya hırsız,
Ya pezevenk ol demektir bu gardaş.

Beri bak gardaşım beri bak beri...
Bu gidişe dur demiyor hiç biri,
Gazeteler boy boy fuhuş haberi,
Kepazelik bol demektir bu gardaş.

Arif dedi, sen de düşün yap yorum.
Afgan`da da böyle oldu bu durum.
Acı amma söylemeye mecburum;
Komünizme gel demektir bu gardaş.

Sorma Hancı

Perişanım, bitkinim,
Bir odan var mı hancı?
Adımı sorma benim,
Benim adım almancı.

Ediyorsan çok merak,
Pasaportum aha bak,
Ceplerim de üç-beş mark,
Yüreğimde bir sancı.

Sorma nedir bu sancı,
Bu Arif`in usancı.
Yere batsın be hancı,
Almanya`nın kazancı

Kim diyorsa kazandım,
Vallahi de yalancı,
Billahi de yalancı

Sen Yalnız Değilsin

Sen yalnız değilsin yerler ve gökler
Vallahi billahi seninle şimdi
Seksen bin evliya doksan bin pirler
Vallahi billahi seninle şimdi

Haşatlılar Günler dizdik o safa
Allah şahit Kuran öpüp üç defa
Kellesini ipe veren Mustafa
Vallahi billahi seninle şimdi

Ozan Arif düşmeyecek bu tuğum
Geri çıksın kim diyorsa ben yoğum
Ankara'dan selam salmış Başbuğum
Vallahi billahi seninle şimdi

Sitem

Eee... Artik eyvallah Alman arkadas,
Düdügün öttükçe beni hatirla!
Kesin dönüyorum ben yavas yavas,
Is gücün bittikçe bani hatirla!

Ben gelmeden evvel nasildin, nasil?
Simdi kovuyorsun, bitti o fasil.
Ahte vefâ yok mu, bu mudur usûl?
Yüregin attikça beni hatirla!

Madem kovdun; gidiyorum bak; hadi;
Hesap et; kim kimiin hakkini yedi?
Bu rahatlik size gökten inmedi,
Yan gelip yattikça beni hatirla!

Su fabrika yapilirken kimdim ben?
Zor tanirdin, toz.topraktim, kumdum ben,
Temeline gençligimi gömdüm ben,
Bacasi tüttükçe beni hatirla!

Bazen düsün; meyve veren dallari,
Yüksek yüksek binalari, yollari,
Fabrikanda ürettigin mallari,
Dünyaya sattikça bani hatirla!

Saymama ne gerek, ne de lüzum var.
Neyin varsa onda benim izim var.
Her çorbanda biraz olsun tuzum var,
Buyur ye!.. Tattikça beni hatirla!

En zorlu islerin vardi vardi basimida,
Senelerce kâbus gördüm düsümde,
Biraz da sen çalis ayni isimde,
Canina yettikçe beni hatirla!

Isterim ki; Türk'süz kalsin her yerin,
Evleri baykusa kiraya verin!
Türk'üm diye vermedigin evlerin,
Örümcek tuttukça beni hatirla!

Lira gibi kuruyup da olugu,
Mark'in bir gün kesilirse solugu,
Büyük olan balik, küçük baligi,
Sömürüp, yuttukça beni hatirla!

Yâni; sen yarin ihtiyaç duyup,
Gurbete çikarsan ülkeni koyup,
Oradakiler sana yabanci deyip,
Kasini çattiikça beni hatirla!

Ârif bir tesekkür beklerken...Hani?
'Elveda kollege' çok üzdün beni.
Yine de hosça kal. Vicdanin seni
Rahatsiz ettikçe beni hatirla!

Sıladan Gelen Mektup

Her mektupta haber soruyon bizden,
Soruyon ya fakat neyi gardaşım?
Mektupları okuyorlar o yüzden,
Eh işte, durumlar eyi gardaşım!

Zannederken anarşiyi attık biz,
Bir başka şeklinegedip çattık biz.
Yat dediler, emir ile yattık biz,
Şimdi de diyorlar uyu gardaşım.

Milletçe güvendik 'Eylül' ayına.
Güvendik ya, lâkin geldik oyuna.
Acaip vergi var üç baş koyuna,
Hep sattık beygiri, tayı gardaşım.

Fiyatlar artıyor her seferinde,
İşçinin ücreti dondu yerinde,
Korkudan susuyom, yara derinde,
Aç iken oynar mı ayı gardaşım?

Bir köşe yapıyor tezgâhtan geçen,
Ne bize soran var, ne mevzu açan,
Yüzaltmış vekili meclise seçen
Beş tane adamın oyu gardaşım.

Bindörtyüz yıl öncesini gevenin,
Açıkça ilâhi hükme sövenin,
Eflâtun`un 'Devlet'`ini övenin
Kültüründen (!) aldık payı gardaşım?

Kadınlar başını yemeğ; e sokmuş,
Bu yüzden birara başörtü çıkmış (!)
Meğ; erse İslâm`da örtünmek yokmuş
Duydunuz mu Paşa beyi gardaşım?

İzi aynı eski pirinin izi,
Meselâ gezerken Karadeniz`i,
Anasonla karıştırdı filizi,
Irakı zannetti çayı gardaşım.

Suçlular suçunu düşünsün kendi.
Bu belâ bizlere haktır efendi.
Sivas`ta Kur`an`a basılır dendi,
Irganmadı halkın tüyü gardaşım.

Gözünün üstünde kaş var diyeni,
Sokağ; a koymazdı kısa giyeni,
Amma alkışladı oruç yiyeni,
Değ; işti dadaşın huyu gardaşım.

Korkudan imanı rafa kaldırdık,
Kendimizi yaşar iken öldürdük.
Kızımızın örtüsünü aldırdık,
Namusa kazdırdık kuyu gardaşım.

Evde bile artık susmak iyisi,
Horozu bastırdı tavuğ; un sesi,
Garı da, erkek de evin reisi,
Artık evde herkes dayı gardaşım.

Vallâhi hep bizde büyüğ; ü suçun,
Ahâli taş ile siliyor gıçın.
Yüzbin gayme verdik syrf heykel için,
Yoğ; uken köyümün suyu gardaşım.

Dinimize göre kürtaj cinayet,
Bunu şimdi resmen yapacak devlet.
Gene ağ; zını açmıyor millet,
Rezalet çizmenin boyu gardaşım.

Herneyse sen fazla canını sıkma,
çok değ; il az kaldı kafanı takma,
Patlamak üzere bu millet bakma,
Gerildi sabırın yayı ghardaşım.

Ozan Arif ayrı, saz ayrı inler,
Süt tozundan gıda almış beyinler,
Değ; neksiz geziyor hinoğ; lu hinler,
Köpeksiz buldular köyü gardaşım.

Sevdamı istiyorum

Söyleyin onlara bu iş olmadı
Bu millet bu işten memnun olmadı
Hele ülkücünün aklı almadı

Ya benim sevdamı geri versinler
Yahut da dosdoğru bir iş görsünler

Bu millet bize bir görev yükledi
Ve bizden ülkücü tavır bekledi
Kedi bunlar süt dökmüş kedi

Ya benim sevdamı geri versinler
Yahut da dosdoğru bir iş görsünler

Üç ortak, üç hayır, üç evettir
Güç kabul edersen bir kabul ettin
Bu uzlaşma değil, teslimiyettir

Ya benim sevdamı geri versinler
Yahut da dosdoğru bir iş görsünler

Böyle bir tavırla yola gidilmez
İktidarı bırak koyun güdülmez
Bu hareket böyle temsil edilmez

Ya benim sevdamı geri versinler
Yahut da dosdoğru bir iş görsünler

Bu Ârif'in merak ettiği asıl
Erkeklik bu ise ürkeklik nasıl?
Söyletmeyin beni sonuç, velhasıl:

Ya benim sevdamı geri versinler
Yahut da adam gibi bir iş görsünler

Sabır Eyle

Deli gönül isyan etme boşuna,
Sabır eyle, Şükür eyle, Dua et.
Kul olanın her şey gelir başına,
Sabır eyle, Şükür eyle, Dua et.

Düşün düşün hayal bitti düş bitti,
Ağla ağla gözümdeki yaş bitti,
‘Amentü’ ye iman ettim iş bitti,
Sabır eyle, Şükür eyle, Dua et.

Her dara düştüğün yerde Allah’tan,
Hakkında hayırı ver de Allah’tan
Hayır da Allah’tan şer de Allah’tan
Sabır eyle, Şükür eyle, Dua et.

Bazı zamanlarda bazı yerlerde,
İnanırım derde derman derler de,
Çünkü hayır varmış bazı şerlerde
Sabır eyle, Şükür eyle, Dua et.

Mevla çekirdeğe orman gizlemiş,
Tahıl tanesine harman gizlemiş,
Yılanın zehrine derman gizlemiş,
Sabır eyle, Şükür eyle, Dua et.

Gönül bizi bilmeyen var bilen var,
Halimize ağlayan var gülen var,
Bizden daha büyük derdi olan var,
Sabır eyle, Şükür eyle, Dua et.

Kaç ülkü gülünün şimdi şu anda,
Kellesi bekliyor yağlı urganda,
Hiç olmazsa gel onlardan utan da,
Sabır eyle, Şükür eyle, Dua et.

Gönül korkma; çok çok sürgün ölürsün
Ne açıkta ne de düzde kalırsın,
Bir mezarı nerde olsa bulursun,
Sabır eyle, Şükür eyle, Dua et.

Felek zulüm ediyorsa koy etsin,
Duy ARİF’i çile bitsin dert bitsin.
‘Tevvekeltü taalallah’ de gitsin.
Sabır eyle, Şükür eyle, Dua et.

Rey Yok

Ben köylüyüm beni hiçe,
Sayanlara rey yok rey yok.
Kanımızı içe içe,
Doyanlara rey yok rey yok.

Ula bizi aptal sayıp,
Çağ atladık demek ayıp,
Memleketi yağmalayıp,
Soyanlara rey yok rey yok.

Seçimlerde kapımı aç,
Ondan sonra beş sene kaç,
Yağma yoktur bizi muhtaç
Koyanlara rey yok rey yok.

Zekası kıt kütüklere,
Şahsiyeti yitiklere,
Süslü püslü nutuklara,
Beyanlara rey yok rey yok.

Mesela şu bizim beye,
Meryem için mezar niye
Hem cami hem kiliseye
Uyanlara rey yok rey yok.

İstanbul’a Rumlar varsın,
Yeni Patrikhane kursun.
Ayasofya kitli dursun
Diyenlere rey yok rey yok.

Kandıramaz artık beni,
Oyuncak mı İslam dini,
Kendi şalvar kızı mini,
Giyenlere rey yok rey yok.

Ece, Neco, Çoban Sülü,
Paşa dölü maşa dölü
Yeter artık yıllar yıllı,
Yiyenlere rey yok rey yok.

Arif der ki aklım ermez,
Aklı olan oy moy vermez,
Bir postallı görür görmez
Tüyenlere rey yok rey yok

Perişan

Alo! Gardaş Türkiye mi orası?
Burası Almanya haller perişan.
Dıştan baksan yerindedir boyası,
Kokudan eser yok güller perişan.

Tekniğini almak lazım buranın,
Aklı kıttır gerisini soranın.
Paranın, köpeğin, bir de biranın,
Elinde mahvolmuş kullar perişan.

'Köln radyosu' iflâhları kesiyor,
T.R.T.`den daha ağır basıyor,
Ne zaman açılsa zehir kusuyor,
İçine takılan piller perişan.

Türkleri hiç sorma, dertleri çoktur,
Bazısı aç gezer, bazısı toktur.
Kimseden kimseden haberi yoktur,
Evliler, bekârlar, dullar perişan.

Gençlerimiz burada şundan habersiz;
Damarlarında gezenm kandan habersiz,
Vatanından, milletinden, dinden habersiz,
Almanya`da doğan döller perişan.

Burada yanyana kenefle hamam,
Camiye hasretiz, bulunmaz imam.
Ne Almanca tamam, ne Türkçe tamam...
Karma karış olmuş diller perişan.

Sorma gardaş! Ozan Arif yaralı.
Saysam daha nice dertler sıralı.
Sazımda Almanya`yı göreli,
Perdeler perişan, teller perişan.

Padişah Olsam

Bugün Türkiye'de padişah olsam,
Medyanınn ağzına tıpa verirdim
Fazla değil fazla üç dört gün kalsam,
Çoğunu gaz yapar tüpe verirdim.

Önce solcu liderlerden başlardım.
Deniz'le Murat'ı fena haşlardım.
Hırlşatıkça peşlerinden taşlardım.
Yetiştikçe bir ton sopa verirdim.

Ecevit'e kimler ne derse desin,
Bırakırdım Hikmet Çetin'i yesin,
Erdalla ilgili kararım kesin;
Tipsizlikten adli tıpa verirdim.

Biri hariç biri sadece biri
Satardım sağdaki tüm liderleri
Hele hele yeni türeyenleri
Parasız samana sapa verirdim.

Mesut kibirlidir kendini över
Bir lafı ağzında üç saat gever
Necmettin Bey temel atmayı sever
Ona kazma kürek çapa verirdim.

Aygır zaten bıktırmıştı canımdan
Bir de kısrak tepti zayıf yanımdan
İktidarı alır Tansu Hanımdan
Bir başörtü iki küpe verirdim

O gitti miyadı dolmak üzere
Nerde ise yolda kalmak üzere
Kıratı kocaldı ölmek üzere
Süleyman'a genç bir sıpa verirdim

Ta seksenden kalma kinim yüzünden
Yaktığı binlerce canım yüzünden
Orda bir kahpe var onun yüzünden
Bütün Marmaris'i topa verirdim

Meclisi toplardım emir buyurup
Vekillere suçlarını duyurup
İçlerinden dürüstleri ayırıp
Geri kalanını çöpe verirdim

Ayıklardım pireleri bitleri
Katiyyen vermezdim bu şehitleri
Bu vatan bölünsün diyen itleri
Sorgusuz sualsiz ipe verirdim

Arif bu milletin huyu huy değil
Alkışı var rey yok olur şey değil
Ben olsam Türkeş'e sade rey değil
Hem madalya hem de kupa verirdim...

Neden

Almanya unuttun mu seni sen?
Demokratik insancıldın hani sen!
Hele düşün hatırlarsın dünü sen!
İlk geldiğim zaman bando çaldınız,
Neden şimdi bana düşman oldunuz?

Ne bilirdik, nerden haber aldık biz?
Buraları nasıl gelip bulduk biz?
Gel dediniz, onun için geldik biz,
Dün çağırıp, bugün pişman oldunuz,
Neden şimdi bana düşman oldunuz?

Ne numara yaptım, ne de yılıştım
Bir haftada her işine alıştım,
Çalış dedin en pis işte çalıstım,
Gençlik uçtu, çiçeğimi yoldunuz,
Neden şimdi bana düşman oldunuz?

Önceleri karnın fazla tok idi,
Hem karnın tok hem de işin çok idi,
O zamanlar 'Türk`ten iyi yok' idi,
Düne kadar şekerdiniz, baldınız,
Neden şimdi bana düşman oldunuz?

Kolum gitti, fabrikada çarklara
Asit yaktı, ciğerlerim hep yara
Şimdi dünya benim olsa kaç para!
Midem çürük, yedi yerden deldiniz,
Neden şimdi bana düşman oldunuz?

Bizimkiler zaten bizi sattılar,
İt eniği atar gibi attılar,
Kör olsunlar, size köle ettiler,
Siz de hazır sahipsizce buldunuz
Neden şimdi bana düşman oldunuz?

Ne umdunuz, ölmemi mi umdunuz?
Dininize gelmemi mi umdunuz,
Yoksa Alman olmamı mı umdunuz
Hep sustunuz, sanki derdin laldınız,
Neden şimdi bana düşman oldunuz?

O da var ha..! Domuz eti yiyen var,
Faşinginde senin gibi giyen var,
Evlâdına 'Hans' adını koyan var.
Biraz gelin, bolca damat aldınız,
Neden şimdi bana düşman oldunuz?

Çok dil bilmem, bakma öyle hor bana!
Çok dil bilsem mebbusluk mu var bana?
Lisan değil, sen işimi sor bana..!
Dil bahane, dili sebeb kıldınız,
Neden şimdi bana düşman oldunuz?

'Entegrasyon' artık bir yana dursun,
O az geldi, 'Asimile' diyorsun,
Bizimkiler hâlâ yatsın uyusun,
Sahibim yok dalga geçip güldünüz,
Neden şimdi bana düşman oldunuz?

Mümkün müdür, Türk kolayca ev bula?
Ev vermezsin, evsizliğin bir belâ,
Versen bile ne banyo var, ne helâ...
'Evdir' diye bizi ahıra saldınız,
Neden şimdi bana düşman oldunuz?

'Yurdum kötü' diyen Türk`ten ne umdun?
Sahte sahte ilticaya göz yumdun.
Nasıl derim sen bu işte masumdun! ?
Siz de bizi Kürt-mürt diye böldünüz,
Neden şimdi bana düşman oldunuz?

Hanginiz 'kim bunlar, neci' dediniz?
Tam aksine 'Azül' cici dediniz,
Çünki, ucuz bir iş gücü dediniz.
Bu sebebten, bu krize daldınız
Neden şimdi bana düşman oldunuz?

Bugün bakın esrar, satankim?
Miting yapıp, Rus`a alkış tutan kim?
Bozkurtlar mı, düzenine çatan kim?
Ben demiştim, dediğime geldiniz,
Neden şimdi bana düşman oldunuz?

Vize koydun. Vize miydi çaresi?
Vize; bende derin yürek yarası,
Fakat sizin yüzünüzün karası,
Vize koyup, buna rağmen yıldınız,
Neden şimdi bana düşman oldunuz?

Son günlerde bir acaip döndünüz,
Üç-beş Nazi artığına kandınız,
Yoksa bizi Yahudi mi sandınız?
Bize karşı neden kinle doldunuuz?
Neden şimdi bana düşman oldunuz?

Arif derki; susuyorum kaç oldu,
'Ausländer raus' demek geç oldu,
Benim çocuk kazanmam mı suç oldu?
Çocuğumun hakkına mı kaldınız,
Neden şimdi bana düşman oldunuz?

Ne Var Ne Yok?

Türkiye'den gelen gördüm,
Hoş beş için yanına vardım
Ne var ne yok diye sordum.
Yılanlar var dedi bana.

Masal beyim arı marı,
Torpil tutmuş masaları
Vurgun ile kasaları
Dolanlar var dedi bana.

Esnaf isen boldur vergin,
İşçi sefil köylü yangın
Zengin iken daha zengin
Olanlar var dedi bana.

Bu asırda ayıp ayıp
Doktor ilaç bulamayıp
Bulsa bile alamayıp
Ölenler var dedi bana

Elektrik, su mu haşa?
Yapan yoktur hiç telaşa
Kıçlarını hala taşa
Silenler var dedi bana.

Orta direk neyin nesi
Ne kendi var ne de sesi
Ancak lafta efsenesi
Kalanlar var dedi bana

Becerene şu ş iyi
Bul paşayı dön köşeyi
Oldururlar olmaz şeyi
Bilenler var dedi bana.

Yetim hakkı leziz deyip
Devlet malı deniz deyip
Yemeyenler domuz deyip
Çalanlar var dedi bana.

Hiç bakmayıp şarta şurta
Ürüşveti yırta yırta
Hem de böyle uluorta
Alanlar var dedi bana.

Mektepler hep aynı heri
Yine aynı oyunları
Oynayarak beyinleri
Çelenler var dedi bana.

Hak hukuk var dendi bir de
Varsa eğer şimdi nerde
Vatan deyip hücrelerde
Solanlar var dedi bana.

Arif gardaş hallerinden
Vazgeç sen bu yollarından
Senin gibi dillerinden
Bulanlar var dedi bana.

Ne İnsanlar Gördüm - Ozan Arif

Âah ah... Ne insanlar tanidim hey!
Hep hikaye roman çikti.
Kimi dedim agir bir sey,
Tarttim baktim gram çikti.

Kimi beni veli yapti,
Kimi beni deli yapti.
Kimi yigit rolü yapti,
Emdigi süt haram çikti.

Kimi ates duman tütmez,
Gövde saglam, güç müç yetmez.
Gel gelelim iflah etmez.
Mayasinda verem çikti.

Kimi kirli, pasli idi,
Kimi süslü, püslü idi,
Kimi sahte asli idi,
Kimi sahte kerem çikti.

Hele hele en çok yandiklarim
Kabuguna kandiklarim
Ak alinli sandiklarim
Yüzü gözü krem çikti.

Eksik oldu biraz tarif,
Kimi kaba, kimi zarif,
Hepsi böyle degil ARIF;
Kimi çôk muhterem çikti.

Muhasebe - Ozan Arif

Kaç yıl oldu 'Oniki Eylül' oldu olalı,
İdareyi bu beyler ele aldı alalı,
Senelerdir dinledik tantanayı mavalı
Ben 'Oniki Eylül'üm nesini seveceğim
Sevmediğim gibi de devamlı söveceğim.

Seven sevsin arkadaş sevene de karışmam,
Alkışlayan alkışlar övene de karışmam,
Önce sevip sonra diz dövene de karışmam
Ben 'Oniki Eylül'üm nesini seveceğim
Sevmediğim gibi de devamlı söveceğim.

Sahi niçin gelmişti Oniki Eylül niçin?
Cümle alem bilir ki anarşi terör için
Hepsi yine tastamam buyurun burdan için
Ben 'Oniki Eylül'üm nesini seveceğim
Sevmediğim gibi de devamlı söveceğim.

Dün Ülkücü vuranlar bugün asker vuruyor,
Hemi de tek tek cemse cemse kırıyor,
Gün geçtikçe anarşi daha da kuduruyor.
Ben 'Oniki Eylül'üm nesini seveceğim
Sevmediğim gibi de devamlı söveceğim.

Soruyorum' Oniki Eylül' neye yaradı?
Herifler İstanbul'da karakolu taradı,
Ülkücüyü ezmekmiş bu beylerin muradı
Ben 'Oniki Eylül'üm nesini seveceğim
Sevmediğim gibi de devamlı söveceğim.

Güneydoğu kan gölü kan ağlıyor taş toprak,
Köyler yasa bürünmüş ırganmıyor dal, yaprak
Ülkücü de yok şimdi bundan sonra sen gör bak
Ben 'Oniki Eylül'üm nesini seveceğim
Sevmediğim gibi de devamlı söveceğim.

Ülkücü yok dediysem varım ama sessizim
Ocağımı yıktılar yuvasızım ıssızım,
Bunlar ile helaya gidersem namussuzum
Ben 'Oniki Eylül'üm nesini seveceğim
Sevmediğim gibi de devamlı söveceğim.


İki de bir denen şu: 'Eşkıya kazınacak'
'Komünist' de demezler dürzilere bak bak bak!
Çünkü öyle deseler itibar sarsılacak
Ben 'Oniki Eylül'üm nesini seveceğim
Sevmediğim gibi de devamlı söveceğim.

Silahlar dağıtıldı tutuşunca etekler,
Komünist gelir diye bundan sonra kim bekler
Anlasın Ülkücünün kıymetini köpekler
Ben 'Oniki Eylül'üm nesini seveceğim
Sevmediğim gibi de devamlı söveceğim.

Ne değişti hemşerim? Anarşi var örgüt var,
Süleyman yok da şimdi beslemesi Turgut var
'Yeğen Yahya' yerine ağbeyimiz Korkut var
Ben 'Oniki Eylül'üm nesini seveceğim
Sevmediğim gibi de devamlı söveceğim.

Köşkün eski sahibi kimdi? Fahri Korutürk
Şimdiki Türk de değil yarı Hırvat yarı Türk
Gelen çoban oluyor ne de olsa sürü Türk
Ben 'Oniki Eylül'üm nesini seveceğim
Sevmediğim gibi de devamlı söveceğim.

Türk-İslam diyenleri zulümle yıldırdılar,
Milliyetçi Hareket komayıp kaldırdılar,
Bir irtica tutturup İslam'a saldırdılar
Ben 'Oniki Eylül'üm nesini seveceğim
Sevmediğim gibi de devamlı söveceğim.

Benim bacım türbanla mektebine gidemez,
Onlarınki çırçıplak hiç kimse bir şey demez
Bizde mümin Rum kadar hür ibadet edemez
Ben 'Oniki Eylül'üm nesini seveceğim
Sevmediğim gibi de devamlı söveceğim.

Neyimiş de Türkiye hızla gelişmiş hızla,
Gelişmede ölçü ne? Ölçü 'Çikita' muzla
O zaman Uganda'da gelişme bizden fazla
Ben 'Oniki Eylül'üm nesini seveceğim
Sevmediğim gibi de devamlı söveceğim.

Dünya zaten devamlı gelişme halindedir
Bizdeki gelişmenin sürati hızı nedir?
Adımız hala yine geri kalmış ülkedir
Ben 'Oniki Eylül'üm nesini seveceğim
Sevmediğim gibi de devamlı söveceğim.

Kandırdılar hemşerim kandırdılar vatanı,
Yeyip içip ceplere indirdiler vatanı,
Kel Ali'nin bağına döndürdüler vatanı
Ben 'Oniki Eylül'üm nesini seveceğim
Sevmediğim gibi de devamlı söveceğim.

İstatistik rapor bu şimdi bakın şu işe,
Seksende otuzbinmiş vesikalı fahişe
Bu gün tam çeyrek milyon hep dolmuş kıyı köşe
Ben 'Oniki Eylül'üm nesini seveceğim
Sevmediğim gibi de devamlı söveceğim.

Vesikalı bu ise peki ya vesikasızı,
Onlar hızlı sostyete dersem asarlar bizi
Kimi bakan dostudur kimi başbakan kızı
Ben 'Oniki Eylül'üm nesini seveceğim
Sevmediğim gibi de devamlı söveceğim.

Allah zeval vermesin vatana ve devlete,
Benim sözüm Oniki Eylül denen illete
Yapanları şikayet ediyorum millete
Ben 'Oniki Eylül'üm nesini seveceğim
Sevmediğim gibi de devamlı söveceğim.

Acım millet için dir millet bilir acımı,
Terk eyledim yurdumu, gardaşımı, bacımı
Ben ölürsem oğluma miras koydum öcümü
Ben 'Oniki Eylül'üm nesini seveceğim
Sevmediğim gibi de devamlı söveceğim.

Biliyorum ben bunlar, bunlar tuzak kuracak,
Bunlar Ozan Arif'i ya asıp ya vuracak
Asarlarsa asanlar son sözümü soracak
Ben 'Oniki Eylül'üm nesini sevececeğim
Sevmediğim gibi deipte de söveceğim.

Mesele Yakismasi - Ozan Arif

Bazı subay vardır, rütbesi bence,
Sarayı, konağı, köşkü gibidir.
Bazısı da o rütbeyi giyince,
Altınla sıvanmış fışkı gibidir.

Merhaba - Ozan Arif

Engeller asa, asa
Gelmisler kosa kosa,
Cümle gadim kardasa;
Merhabalar diyelim.

Büyük, küçük, ihtiyar,
Allah etsin bahtiyar.
Masallah bak hepsi var.
Merhabalar diyelim.

Anam, bacim, melekler,
Hanimlikta temtekler,
Çok iyi erkekden erkekler;
Merhabalar diyelim.

Çocuklari yok sayip,
Geçer miyim çok ayip,
Hepsini kucaklayip,
Merhabalar diyelim.

Bozkurtlar hele size,
Köleyim köle size,
Simdi kaldik biz bize,
Merhabalar diyelim.

ARIF derki: ölmeyen,
Ölsün sizi sevmeyen,
Sizin için geldim ben
Merhabalar diyelim.

Mecburiyet - Ozan Arif

Ne onu, ne bunu, ne şunu derdi,
Milletin tutacak dalı olaydı.
Millet bunları mı lider ederdi?
Vetodan kaçmanın yolu olaydı.

Tepeden gelmiştir bize bu yara!
Liderliği bırakalım kenara,
Bostanını bekletmezdi bunlara,
Milletin bu işte eli olaydı.

'Selamet' le 'Tekdal' meyve tutardı.
Kadayıfın dumanları tüterdi.
Hoca gibi zorlu temel atardı,
Kazması, küreği, beli olaydı.

'Horoz' peydah oldu, aslan kesildi,
Herkes bilir önceleri nasıldı,
Altı kasım geldi sesi kısıldı,
Civciv çıkartırdı dölü olaydı.

Eski 'Kırat' 'Doğru Yol' da dururdu,
Vatandaşı sırtladımı götürdü,
O mirasla onikiden vurdurdu,
'Avcı' nın tüfeği dolu olaydı.

'Calp' denen adamı tanıyın iyi,
Her çeşit solcudan topladı payı,
Rüyada görürdü bu kadar reyi,
Sadece ortanın solu olaydı.

'Sodep' için ne söylesen kâr etmez,
Hak her kulu hayır diye yaratmaz!
'Erdal' varya babasını aratmaz,
Birde kulağında pili olaydı.

Bakmayın çıkmaza girdi vatandaş,
Hırs ile reyini verdi vatandaş,
Önce geldiğinde yerdi vatandaş,
Eğer bu 'Arı' nın balı olaydı.

Arif der; memleket yutmuştur hapı,
Hepsinden olmaz bir balta sapı,
Vallahi yanmazdım bunların topu,
'Türkeş' in saçının teli olaydı.

Mamak'tan Gelen Mektup - Ozan Arif

Mektubuma başlamadan en önce
Hepinize selam ederim ana.
Evlat değil, size yük oldum anca,
Hakkınızı nasıl öderim ana?

Devletim hainle beni bir tuttu
Mamak 'A Blok'ta bir kolum gitti
Otuz yıl verdiler işkence bitti.
Şimdi sizlersiniz kederim ana.

Vatanıma moskof gelmesin dedim,
Milletim bir Afgan olmasın dedim.
Otuz yılı işte bu yüzden yedim
Böyle imiş benim kaderim ana.

Ana, bana 'oku subay ol' derdin
Nasip değilmiş bak sen de gördün
Af falan çıkar da dönersem bir gün
Köyde davarları güderim ana.

Dün gece rüyamda bilmem ne işti
Bostandaki gölün suları taştı
Babam da bir beyaz ata binmişti
Nasıl, sıhhatte mi pederim ana?

Nişanlımın demek kesildi sözü
Ne yapalım ana bu imiş yazı
Otuz yıl bekler mi hiç elin kızı?
Kız tarafı haklı derim ana.

Dünya-ahiret artık olsun kardeşim
Kız ile avratla kalmadı işim
Bir yüce davaya gönül vermişim
Böyle geldim böyle giderim ana.

Arifim dileğim tek şudur Hakk'tan
Selamınız gelsin yeter uzaktan
Salsalar da beni çıkmam Mamak'tan
İçerde yatarken liderim ana.

Künyem - Ozan Arif

Tevellüt; kırkdokuz, adım Arif`tir.
Soyadım kütükte Şirin bilinir.
Giresun, Alucra, Hapu köyünden,
Soyumu sopumu sorun bilinir.

Ozan diye tanır tanıyan beni,
Gönlümde yaşatmam garezi, kini,
Ve lâkin memleket, millet haini
Olanlarla aram serin bilinir

Siz sakın sanmayın el vurdu bana;
Öpmeye kalktığım el vurdu bana,
Bülbül idim bülbül, gül vurdu bana,
O yüzden dertlerim derin bilinir

Hakkımda istenen ceza çok benim.
İpe de çekseler, korkum yok benim.
Allah`a çok şükür, alnım ak benim.
Bekleyin... Sabredin... Durun bilinir

Ben Arif`im, baba bildim devleti.
Benim işim uyandırmak milleti.
Söylediğim bu destanın kıymeti,
Bugün bilinmezse, yarın bilinir.

Kurban Olayım - Ozan Arif

SİZİ YARADANA

Bir kuru merhaba yetmez inan ki;
Sizi yaradana kurban olayım.
Her biriniz birer pırlanta sanki,
Sizi yaradana kurban olayım.

Emmiler, dayılar, Alplar, erenler;
Türk'e ve İslam'a kanat gerenler;
Ülkücü davaya gönül verenler;
Sizi yaradana kurban olayım.

Analarım, bacılarım hak sizin,
Bu davada emeğiniz çok sizin.
Hanımlıkta üstünüze yok sizin.
Sizi yaradana kurban olayım.

Çocuklar aman haa beni üzmeyin,
Öpersem ağlayıp oyun bozmayın.
Hatta biraz ısırsam da kızmayın.
Sizi yaradana kurban olayım.

Ülkücüler, gençler, bozkurtlar, şarkın,
Ümidi sizsiniz bu Necip ırkın,
Ümidi sizsiniz Müslüman Türk'ün,
Sizi yaradana kurban olayım.

Pişiniz bozkurtlar, daha pişiniz.
İlimle, irfanla bütünleşiniz.
Yoktur emsaliniz, yoktur eşiniz.
Sizi yaradana kurban olayım.

ARİF'im padişah yapsalar tutar,
Vallahi kenara atarım atar.
Beni size çöpçü yapsınlar yeter.
Sizi yaradana kurban olayım.

Korkum Yok - Ozan Arif

Yeter be..! Yeter be sabrimiz tasti,
Korkum yok...Korkum yok...Korkum yok sizden.
Bardagi tasiran son damla düstü,
Korkum yok...Korkum yok...Korkum yok sizden.

Kinim size milletinden bezenler,
Yalan dolu, riya dolu düzenler,
Tarih boyu ezileni ezenler,
Korkum yok...Korkum yok...Korkum yok sizden.

Sereflerin satildigi pazarlar,
Tarih kesen, töre kesen hizarlar,
Osmanliyi hain yazan yazarlar,
Korkum yok...Korkum yok...Korkum yok sizden.

Kan dolu kadehler, cünüp siseler,
Yalanci duvarlar, katil köseler,
Barut degil, sarap kokan pasalar,
Korkum yok...Korkum yok...Korkum yok sizden.

Türk'üm dedik; çekip çekip vurdunuz.
Bizi vurup bizden hesap sordunuz.
Ölümden öteye köy mü kurdunuz?
Korkum yok...Korkum yok...Korkum yok sizden.

Hakki seven hakim sözümü anlar,
Kanuna saygidir bilene bunlar,
Basi besmelesiz düzme kanunlar,
Korkum yok...Korkum yok...Korkum yok sizden.

Bir insan bilerek yilan mi besler?
Beyni satilmis niyeti pisler.
Maddeci tayfalar, dinsiz reisler,
Korkum yok...Korkum yok...Korkum yok sizden.

Devir sizin diye Ârif ne yapsin?
Korkuyu put edip puta mi tapsin?
Inceldigi yerden koparsa kopsun,
Korkum yok...Korkum yok...Korkum yok sizden.

Kime Bıraktın - Ozan Arif

Her an aklımdasın bak yine şu an,
Gözümde gönlümde tüttün başbuğum
Benim gibi sevip sana inanan
Herkesi perişan ettin başbuğum

Vedasız ayrıldın bizden vedasız,
Öyle birdenbire öyle apansız,
Bu nasıl gidişti sessiz sedasız
Kayıp oldun sanki yittin Başbuğ'um

Gidilecek bunca yolumuz varken,
Işığına daha muhtacız derken,
Güneş akşam batar sen biraz erken,
Sen biraz vakitsiz battın Başbuğ'um

Battın ve gömüldük karanlıklara,
Çıra bile yokmuş geride çıra,
Yokluğunla yoksa bizi bu ara
Sınava mı tabi tuttun Başbuğum

Öyle bir sınav ki yazın diyerek
Problemi verdin çözün diyerek
Kendi kendinize yüzün diyerek
Bizi bir denize attın Başbuğ'um

Gemi var kaptan yok uzakta sahil,
Cahilmiş tayfalar topyekün cahil
Sahi sen bunlarla hepisi dahil
Nasıl bu davayı güttün Başbuğ'um

Beceriksiz çapsız bunca herifi
Nasıl anlatayım yok ki tarifi
' Evladım' dediğin Ozan Arif'i
Kime bırakıp da gittin Başbuğ'um.

Kime Anlatayım - Ozan Arif

Vatanımın gözünde yaş
Yurdu kime anlatalım?
Biz eylülde donduk gardaş,
Mardı kime anlatalım?

Şimdi yoktur suyu soran
Bizden makbul testi kıran
Milyonlara geldi boran
Ferdi kime anlatalım?

Yaptığı ne neler dedi
Ahbap oldu fare kedi
Sürüleri köpek yedi
Kurdu kime anlatalım?

Bu dert fazla devletlere
Biz dayandık bu dertlere
Fırsat geçti namerdlere
Merdi kime anlatalım

Arif kaçtı ağız tadı
Adalet mi bunun adı
Anamızı alan kadı
Derdi kime anlatalım?

Kim? - Ozan Arif

Gelin de konuşak şöyle başbaşa..!
İçinizde aklı eren kim beyler..?
Üst üste baltayı vurmayın taşa,
Devleti yıllarca yeren kim beyler..?

Değiştimi yoksa devletin huyu?
Baba evlâdına kazar mı kuyu?
Dört bin şehit ile getirdik suyu.
Söyleyin testiyi kıran kim beyler..?

Kockoca partiler yattı diyen siz!
Devleti, milleti sattı diyen siz!
Gelmesek Türkiye battı diyen siz!
Tehlikeyi önce gören kim beyler..?

Bilerek haksızlık ayıptır ayıp.
Bu millet aklını etmedi kayıp.
Vatan toprağına torbayı koyup,
Götürüp Rusya'ya seren kim beyler..?

Kulak verin dedik millet sesine!
Dokunman müminin namaz fesine!
Aksaray, Mardin'e, Kars Kalesi'ne
Orağı, Çekici geren kim beyler..?

Eyyamcı, mideci, pipocusunun,
Soyguncu, vurguncu, depocusunun,
Dev-Yol'cu, Dev-Sol'cu, Apocu'sunun
Karşısında mertçe duran kim beyler..?

Dosyalar düzdürüp siz yığın yığın,
Günahını boşa almayın 'sağ'ın.
Altında toplayıp kızıl bayrağın,
İşçiyi meydana süren kim beyler..?

Suçlayın masumu suçlayın hele!
Savurun samanı kaptırın yele.
Hakimin, savcını önünde bile
'Maocuyum' diye üren kim beyler..?

'Dokuz Işık' artık yasak olanda,
Demek ki paçamız kızıl yılanda.
Marksist fikirlerin fikrî alanda,
Açtığı yarayı saran kim beyler..?

Böyle demediniz millete ilkten,
Titreyen vebalden, titreyen yükten.
Komünizme karşı etten kemikten
Aşılmaz bir duvar ören kim beyler...?

Yanmazdım bağrımı mert olan yaksa.
Yapın, yaptığınız bizlere haksa.
'Devşirmenin dölü Haydar' mı yoksa?
Sizin beyninize giren kim beyler...?

Özbeöz evlâtken 'Devlet Baba'ya,
Şimdi sayenizde döndük üveye,
Diken yaranırmış zaten deveye
Askeri, subayı vuran kim beyler...?

Ârif der ki; 'sol'u tutmak ne demek.?
Üçünü dışarı atmak ne demek! ?
'Türkeş'i mahkeme etmek ne demek! ?
Sizlere bu hakkı veren kim beyler...?

Kavuştur - Ozan Arif

Tahammül ver, güç ver, kuvvet ver bana,
Mevlâm beni vatanıma kavuştur.
Firenk yurdu zor geliyor bana,
Mevlâm beni vatanıma kavuştur.

Devlet çarkı dişlisini sıyırdı,
Zalım Felek zalımları kayırdı,
Vatan aşkı vatanımdan ayırdı,
Mevlâm beni vatanıma kavuştur.

Gidemiyom engel dolu aralar,
Kabuk tuttu sinemdeki yaralar,
Bize göre değil imiş buralar,
Mevlâm beni vatanıma kavuştur.

Altın kafes vatan olmaz bülbüle,
Gümüş saksı mekân olmaz sümbüle,
Kaç senedir kan tükürdüm mendile,
Mevlâm beni vatanıma kavuştur.

Main değil, Fırat yusun, Zap yusun,
Kara taşı yastık yapsın uyusun,
Bir oğlum var vatanımda büyüsün,
Mevlâm beni vatanıma kavuştur.

Çok özledim vatanımı ilimi,
Ezanımı, bayrağımı, dilimi,
El yurdunda koyma benim ölümü,
Mevlâm beni vatanıma kavuştur.

Ne yapalım talih yardım etmedi,
Suçum neyse tükenmedi bitmedi,
Anlamaya Arif`liğim yetmedi,
Mevlâm beni vatanıma kavuştur.

Kavgadayım - Ozan Arif

Ne bu günüm ne yarınım
Taa dünümle kavgadayım.
Hemi ruhum hemi canım,
Bedenimle, kavgadayım.

Ömür geçti yürü, yürü
Şöyle baktım dönüp geri,
İlk doğduğum günden beri,
İlk günümle kavgadayım.

Kırk senedir yol almışım,
Ne arayıp ne bulmuşum,
Bir yanımla dost olmuşum,
Bir yanımla kavgadayım.

Doğu, batı, falan, filan,
Kuzey, güney hepsi yalan,
Tek kıbleden geri kalan,
Her yönümle kavgadayım.

ARİF dedim düşün ince,
Şunu gördüm düşününce,
El alemden daha önce,
Ben benimle kavgadayım.

Kan Akmaya Başladı - Ozan Arif

Ben bu vatan, ben bu yurdum hemserim,
Özlerimden kan akmaya basladi.
Sebep sorma, yra bere her yerim,
Dizlerimden kan akmaya basladi.

Hasret kaldim sevgi dolu çaglara,
Gül yetisen bülbül öten baglara.
Kar yerine kin yaginca daglara,
Buzlarimdan kan akmaya basladi.

Hazan geldi bunca genci götürdü,
Kis bagrima mezar oldu oturdu,
Ilkbaharda bostan bomba bitirdi,
Yazlarimdan kan akmaya basladi.

Bilirsiniz, eski Ocak nasildi?
Bak! Üstüne kara hazan asildi.
Odun kemik, duman feryat kesildi,
Közlerimden kan akmaya basladi.

Garez girdi milletimin bagina,
Kötü düstüm bölünmenin agina,
Son günlerde kefen oldum çoguna,
Bezlerimden kan akmaya basladi.

Elif dedim Yaradan'a sarildim.
'Dal' okuyup hep kötüye yoruldum.
'Cim' deyince tam bögrümden vuruldum,
Cüzlerimden kan akmaya basladi.

Ben büyüttüm dili derman olani,
Putpersti dergâhina alani...
Yok çikartan deliginden yilani,
Sözlerimden kan akmaya basladi.

Yunus Emre'm bakma sakin kusura,
Senin gibi sükreden yok hasira,
Asiklarim bir hos oldu bu sira,
Sazlarimdan kan akmaya basladi.

Bak hemserim! Ârif der ki yürekten,
Ben vatanim dagdan, tastan irmaktan,
Seni böyle hep gaflette görmekten,
Gözlerimden kan akmaya basladi.