22 Kasım 2007 Perşembe

Ve 8 Haziran'da Gecti

Ne şahit, ne ispat, ne delil gerek,
Apaçık ortada yönünüz sizin.
Hain değilseniz gafil olarak.
Tarihe geçecek ününüz sizin.

Dipçiğin rüzgarı tam tepemizde,
Gazete yazamaz, hürlük var söz de!
Televizyon sizde, radyo sizde,
Konuşun ağalar gününüz sizin.

İşiniz sadece bizi yormaktır,
Adalet değil de, denge kurmaktır.
'Sol'`u göstermektir, 'sağ'`a vurmaktır,
Budur hüneriniz, feniniz sizin.

Millete boşuna rezil olmayın,
'Disk' falan hikâye kafa bulmayın,
'Ecevit'`i tutup tutup salmayın! ..
Sadece 'Türkeş'`e kininiz sizin.

Sanmayın bu millet hep böyle durur,
Bu teker, bu yolda ne kadar yürür?
Rütbeniz çıkınca görürüz, görür!
Kaç kuruş edecek tonunuz sizin!

Ramazanda içip, iç açmak sizde,
Eşarbı men edip, saç açmak sizde,
Mayo giyin deyip, kıç açmak sizde,
Nedir meshebiniz dininiz sizin?

'Oniki Eylül`den önce şöyleydi'
'Oniki Eylül`den önce böyleydi'
Yeter artık yeter zıkkım olaydı,
Yok mudur hiç başka konunuz sizin?

Oniki Eylül`den önceki aylar,
Emrinizde değil miydi alaylar?
Susmanız demek ki şundanmış beyler:
Hesapla meşgulmüş dününüz sizin.

Biriniz niyetli en büyük paya,
Siz de mi düştünüz aynı sevdâya?
Koltuk yumuşak mı neden kışlaya,
Dönmek istemiyor canınız sizin.

Siz de alın yavrum(!) her gelen aldı,
Villasız, çiftliksiz hanginiz kaldı?
Köşeyi döndünüz tastamam oldu,
Hamamınız sizin, hanınız sizin.

Balık baştan kokmuş, baştan bozulmuş,
Senaryonuz Vaşington`da yazılmış,
Sanki dersin Holivut`da süzülmüş,
İyi rol yapıyor 'jönünüz' sizin.

Kendinize gelin derde kalmayın,
Gaflete bu kadar fazla dalmayın,
'Enver Sedat' kadar sadık olmayın! ..
Beni hiç açmıyor sonunuz sizin.

Kimbilir nelere gebedir zaman
Diyeceğim şu ki; 'El oğlu yaman'
(Sakın ha Arif`i yanlış anlaman)
Çelikten mi yoksa gönünüz sizin?

Hiç yorum yok: