22 Ağustos 2010 Pazar

Ozan Arif - Açılım

Dinle beni ey millet, Dinle beni ahali
Bu açılım ne iştir, nedir bunun meali ?
Ne olacak bunlarla memleketin bu hali ?
Habur'da gördünüz bak, çizgiden kaydı bunlar
İhanetin adını açılım koydu bunlar !

Herkes merak ederken açılım neyin nesi
Önce adı Kürt dendi sonra da demokrasi
Ve hatta milli birlik - kardeşlik projesi
Kavramların içini boşaltıp soydu bunlar
İhanetin adını açılım koydu bunlar !

Millet yetki verecek sırtına giyeceksin
Milleti ayrıştırıp her haltı yiyeceksin
Sonra bunun adına kardeşlik diyeceksin
Hep işleri takiye, önce de buydu bunlar
İhanetin adını açılım koydu bunlar !

Hele bak bak, lafa bak kardeşlik projesi
Yahu bu eşbaşkanın bir eşlik projesi
Bu varya bu, bu tam bir kalleşlik projesi
Böyle süslü laflarla milleti baydı bunlar
İhanetin adını açılım koydu bunlar!

Bu millet büyük millet Türkü Lazı Kürdü var
Hepsinin de Türkiye isimli bir yurdu var
Türkiyenin Kürt değil, bölücülük derdi var
Türk ile Kürt kardeşken, azınlık saydı bunlar
İhanetin adını açılım koydu bunlar !

İlk önce işe göre hakimler bulunacak
Kandilden gelen piçler Haburda alınacak
Çadırdan mahkemeye sokulup, salınacak
Bu mudur be hak hukuk, Allah'ım neydi bunlar
İhanetin adını açılım koydu bunlar !

Saldılar da ne oldu ? Silah mı bırakıldı?
Sokaklar Gazze gibi cam çerçeve yıkıldı
Yolcusuyla birlikte otobüslerı yakıldı
Dağdaki mikropları şehire yaydı bunlar
İhanetin adını açılım koydu bunlar !

Bahane de hazır ha, analar ağlamasın
Lan bizim ki ağlamış, onun ki de ağlasın
Salmayın kahpeleri asın bunları asın
Asker, polis, öğretmen, bebeğe kıydı bunlar
İhanetin adını açılım koydu bunlar !

İmralıdan o melun çıkarsa da şaşmayın
Bunlar onu meclise sokarsa da şaşmayın
Yakasına madalyada takarsada şaşmayın
Şehitlerin öcünü almaktan caydı bunlar
İhanetin adını açılım koydu bunlar !

Yandaş medya milleti yalanla yoğuruyor
Tayyip beyde açılım türküsü çağırıyor
Kedi gibi maşallah, yapıyor bağırıyor
Gemiler, gemicikler herşeye doydu bunlar
İhanetin adını açılım koydu bunlar !

Bu açılım terörü övenlere yaradı
Kürde değil, o piçi sevenlere yaradı
Devlet'e ulu orta sövenlere yaradı
Bu devlete hassiktirrr çekeni duydu bunlar
İhanetin adını açılım koydu bunlar !

Ergenekon bilmem ne, askerin dili bağlı
P K K sokaklarda polisin eli bağlı
İpler puştun elinde yargının beli bağlı
Devleti de kör etti, gözünü oydu bunlar
İhanetin adını açılım koydu bunlar !

Niyetleri iyiymiş, nasıl iyi niyettir ?
Ben ihanet diyorum, siz deyin ki gaflettir
Mevzu bahis vatansa, gaflette ihanettir
Caminin duvarına işedi siydi bunlar
İhanetin adını açılım koydu bunlar !

Bunlar oyle uçtu ki uçuran güç aynı güç
Başımıza çuvalı geçiren güç aynı güç
Açılım zehirini içiren güç aynı güç
Bunlar usta taşeron, kim demiş toydu bunlar ?
İhanetin adını açılım koydu bunlar !

Bu Arif'i biraz sert görenler şunu bilsin
Açılımda keramet görenler şunu bilsin
AKP'ye oyunu verenler şunu bilsin
Müslümandan oy alıp , gavura uydu bunlar
İhanetin adını açılım koydu bunlar !

23 Kasım 2007 Cuma

Kormusun



Ey Türkoğlu... Kendine gel kendine!
Devletini deliyorlar kör müsün?
Düşmeyelim şu Batı`nın fendine
Kırk elekten eliyorlar, kör müsün?

Batı hep böyledir, borç verir önden,
Vatan ister vatan, yurt ister senden.
İktisadî yönden, coğrafi yönden,
Kuşatmaya alıyorlar, kör müsün?


`Türkiye, Türklerden nasıl alınır?`
Hesabı yapanla dost mu olunur?
Hangi dağda hangi maden bulunur,
Bizden iyi biliyorlar, kör müsün?

Batılı diyor ki `şu kanun gerek`,
Biz de sanıyoruz bal ile börek.
`İnsan hakkı`, `demokrasi` diyerek,
Ne hainler buluyorlar, kör müsün?

Hain çünkü; bunlar almış doları,
Alınca Batı`ya vermiş yuları;
Bunlar şu AB`nin kadim kulları!
AB diye meliyorlar, kör müsün?

Bazınız belki der; `kim bunlar, nerde?`
Nerde deme nerde, bunlar her yerde;
Şehirde, kazada, hatta köylerde,
Akılları çeliyorlar, kör müsün?

Bunların içinde kim yok ki, oof, of!.
Kimisi medyatör, kimisi prof.
Seçtiklerin bile kof çıktılar kof,
Aynı telden çalıyorlar, kör müsün?

Son seçimde vebal attın boynundan,
Müslüman seçmiştin, emindin bundan!.
Bunun bile haç çıkıyor koynundan,
Frenk k..ı yalıyorlar, kör müsün?

İşte bu AB`ci aydın(!) zevatlar;
AB`yi överken göbeği çatlar!..
Pamuklar, yamuklar, bazı g...tlar,
Ermenici oluyorlar, kör müsün?

AB için her bağımız hiç artık,
Kan bağıymış, dil bağıymış geç artık,
Türkiye`de Türküm demek güç artık,
Türk adını siliyorlar, kör müsün?

AB ne yapıyor, bak vurup vurup?..
Mozaik diyorlar mermeri kırıp!..
Kürt`ü Türk`ten, Türk`ü Kürt`ten ayırıp,
Dilim dilim diliyorlar, kör müsün?..

Sonra Kürt`ün çocuğunu kandırıp,
`Hasan Sabbah` gibi tam inandırıp,
Büyütüp besleyip, silahlandırıp,
Üstümüze salıyorlar, kör müsün?

Bırak be milletim, gafleti bırak!
Aç gözünü artık, şu piçlere bak!
Vatanında bayrağını yırtarak,
Ay-Yıldız`ı yoluyorlar, kör müsün?

Açık artık felakete gittiğin,
Günden güne tükendiğin, bittiğin!
Davul zurna ile asker ettiğin,
Evlatların ölüyorlar, kör müsün?

Kör müsün diyorum, hiç kızma, affet;
Zıvanadan çıktım, nedir bu gaflet?
Savaş var karşında devlet yok devlet,
Sinsî sinsî geliyorlar, kör müsün?

Bakın `yankiler`le verip el ele,
Çakalken it oldu iki hergele!..
Talabani bile, Barzani bile,
Paçamıza dalıyorlar, kör müsün?

Zaten PKK`yı kuran da Batı,
Kurup arkasında duran da Batı,
Bizi sırtımızdan vuran da Batı!..
Ensemizde soluyorlar, kör müsün?

Bitsin artık `dostuz, mostuz` mavalı,
Gördük işte en dost olan düveli!
Başımıza kim geçirdi çuvalı?!..
Bir de kıs kıs gülüyorlar, kör müsün?

Vaşington, Brüksel, Strazburg, Roma,
Arif, bunlar dost mu olur adama?
Felaket tellalı değilim ama,
Türkiye`yi bölüyorlar, kör müsün?!.

Plan Yapmayın Plan

Plan yapmayın plan,
Gitmez karadeniz’de.
Kahpelik yalan dolan,
Tutmaz karadeniz’de.

Ne coni’si ne rus’u,
Pusu kurmasın pusu,
Bölücülük borusu,
Ötmez karadeniz’de.

Bırakın çan çalmayı,
Ermenici olmayı,
Millet böyle dolmayı,
Yutmaz karadeniz’de.

O gün öyle desinler,
Bugün böyle desinler,
Fatihalar, Yasinler,
Bitmez karadeniz’de.

Şerefini şanını,
Ortaya kor canını,
Hiç kimse vatanını,
Satmaz karadeniz’de.

Vatan satsa bir kişi,
Anında biter işi,
Türk ve islam güneşi,
Batmaz karadeniz’de,

Bizde varken bu duruş,
Emiceniz olsa bush,
Alayınız beş kuruş,
Etmez karadeniz’de.

Anladık var öcünüz,
Belli kuyruk acınız,
Kargaşaya gücünüz,
Yetmez karadeniz’de.

Yetis Imdadima

Ben Türkmen’im Türkiye, Irak’taki Türk’üm ben,
Seninle aynı soy, aynı necip ırkım ben,
Bin yıldır burada dönen sana ait çarkım ben,
Senin gibi, ben de ta Oğuz’dan geliyorum,
Ya yetiş imdadıma, ya artık ölüyorum.

Asya’dan çıkıp gelip, edinince bu yurdu,
Petrol ne bilmiyordum, dünya da bilmiyordu,
Altından petrol çıktı, bütün dünya kudurdu,
O gün, bu gün dünyanın hedefi oluyorum,
Ya yetiş imdadıma, ya artık ölüyorum.

Ne zaman ki petrolün tam farkına vardılar,
Üşüştüler başıma her yanımı sardılar,
Beni, senin bağrından çektiler kopardılar,
Anasız kuzu gibi, yıllardır meliyorum,
Ya yetiş imdadıma, ya artık ölüyorum.

Beni sensiz bulunca dedim ya kudurdular,
Kuduranlar sanma ki sadece gavurdular,
Beni esas sırtımdan dindaşlarım vurdular,
Benim suçum Türk olmak, ben bunu biliyorum,
Ya yetiş imdadıma, ya artık ölüyorum.

Ben Türkmen’im Türkiye, her yanım yara,
Petrol gibi talihim, petrolden daha kara,
Çok yoruldum ay gardaş, hele var ya bu ara,
Boğulmak üzereyim, zor nefes alıyorum,
Ya yetiş imdadıma, ya artık ölüyorum.

Bugüne dek dayandım, takatten düşüyorum,
Ölümlerle doluyor, ölümle yaşıyorum,
Nasıl böyle duyarsız olursun, şaşıyorum,
Bir bildiğin var diye teselli oluyorum,
Ya yetiş imdadıma, ya artık ölüyorum.

Kayıp etmedim asla umudumu hiç kayıp,
Hep gelmeni bekledim günleri sayıp sayıp
Bıçak artık kemikte, durumumu anlayıp,
Geleceksen gel, gel, gelmeni diliyorum,
Ya yetiş imdadıma, ya artık ölüyorum.

Irak’ı uzak sanma, ben hemen dibindeyim,
Farzet ki emmingilde, veyahut bibindeyim,
Az elini uzatsan vallahi cebindeyim,
Gardaşım, gardaşım gapını çalıyorum,
Ya yetiş imdadıma, ya artık ölüyorum.

Soruyorum cevap ver, söyle bana baş mısın?
Söyle ki Arif bilsin, benimle yoldaş mısın?
Özüm sana gardaş der, yoksa kara taş mısın?
Taşsan eğer seni de defterden siliyorum,
Ya yetiş imdadıma, ya artık ölüyorum.

Adam Değilmiş

Adam dedim, adamları kızdılar,
Ben adam sanmıştım, adam değilmiş.
Küfrettiler, bana neler yazdılar,
Ben adam sanmıştım, adam değilmiş..!

Halbuki, otuz yıl beraber gezdim,
Yalan yok... ne mertlik, ne ****luk sezdim,
Çok iyi oynamış, sonradan çözdüm
Ben adam sanmıştım, adam değilmiş..!

Ne bileyim gardaş ismine bakıp,
Boyuna-posuna, cismine bakıp,
Rakibine bakıp, hasmına bakıp,
Ben adam sanmıştım, adam değilmiş..!

Marifetname’yi karıştır bir bak,
Bakmazsan imkansız bunu anlamak,
Ne kadar kindarsa o kadar korkak!
Ben adam sanmıştım, adam değilmiş..!

Korkaktır konuşmaz, yüz yüze susar,
Arkadan duyarsın, sana kin kusar,
Padişah yaparsan ilk seni asar,
Ben adam sanmıştım, adam değilmiş..!

Mesela olay var, yürek sızlıyor...
İnsan bir şey desin diye gözlüyor,
Cahilliği suskunlukla gizliyor,
Ben adam sanmıştım, adam değilmiş..!

Bazen de konuşur, bazı zamanlar,
Kağıda bakarak bağırır çınlar,
Onu da sadece kendisi anlar,
Ben adam sanmıştım adam değilmiş..!

Bir insan düşün ki, ağlamaz gülmez,
İstişare bilmez, meşveret bilmez,
Bundan sonra kart ağaç da eğilmez...
Ben adam sanmıştım adam değilmiş..!

Ozan Arif bu kim? Söyleme olmaz!
Söylersen destanın kıymeti kalmaz!
Yarası olmayan üstüne almaz!
Ben adam sanmıştım, adam değilmiş..!

Kahve Molası

Geçen gün kahvede üç beş dost gördüm,
Selam verdim bana buyur dediler.
Haliyle oturdum hal hatır sordum,
Yanıyoruz cayır cayır dediler.

Dedim hayırdır ne oldu size,
Dediler hoşgeldin sohbetimize,
Memleket ne zaman çıkacak düze,
Yoksa hepmi önü bayır dediler.

Konuşulan konu siyaset baktım,
Bende siyasetten usandım bıktım,
Çayı yudumladım tam kalkacaktım,
Gidersen kavga büyür dediler.

Dedim oturursam benden ter çıkar
Dediler kalkarsan burda hır çıkar
Senin sesin bizden daha gür çıkar
Dinle derdimizi duyur dediler

Tamam gardaş dedim anlatın hele ,
Asgari ücreti aldılar ele,
Bu maaşla beş kişilik aile,
Nasıl doyacak doyur dediler.

Dedimki hükümet birisi kurdu,
Üçü hükümeti yerlere vurdu,
Vallahi it yese it kudururdu,
Hükümetten sıtkı sıyır dediler.

Dedimki müslüman dediler gördük,
Bizde öyle diye zaten oy verdik,
Eskiden kitlere arpalık derdik,
Bunlar için her yer çayır dediler.

Dinledikçe anlatmaya doydular,
Ne Kıbrıs'ı ne Kerkük'ü koydular,
Bütün partilere sövüp saydılar,
İyisi var ise ayır dediler.

Dedimki MHP dediler bakın,
Arif bey üstüne alınma sakın,
O MHP bize bizden de yakın, s

Kimlik

Dinle ehl-i siyaset, yani siz ehl-i gaflar!
Hep sizden mi çıkacak, bu çirkin ihtilaflar...
Şu alt kimlik, üst kimlik, lâfları nasıl lâflar?

Bunlar batının ağzı, bunlar gavur fendiler,
Türkiye'de tek kimlik, Türklüktür efendiler...

Tarih bağı, din bağı, damardaki kan bağı,
Kültür bağı, dil bağı ve ortak vatan bağı,
Bu bağlar bir milleti, millet yapan can bağı...

Bu bağları çürüyen, milletler tükendiler,
Türkiye'de tek kimlik, Türklük'tür efendiler...

Ne Kürt, ne Laz, ne Çerkez, bunlar ayrı ırk değil,
Türklük'ten ayrı kimlik, gerektiren fark değil,
Bu bir farksa o zaman; Avşar, Yörük Türk değil,

Hiç olur mu öyle şey, yonlar Türk'ün kendiler,
Türkiye'de tek kimlik, Türklük'tür efendiler...

Şimdi kimi soracak; "Kürt'ler Türk müdür yani?"
"Türk'tür tabi ne sandın, ayrı ırk mıdır yani?"
"Hasan" "Hasso" olmuşsa, bu bir fark mıdır yani?

Bakmayın "Apo" gibi piçlerle kirlendiler,
Türkiye'de tek kimlik, Türklük'tür efendiler...

Ana Türk'tü, baba Türk, hepsi birer kardeşti,
Kürt'ü, Laz'ı, Çerkez'i, bu sebeple birleşti,
Türk Milleti olarak, Türkiye'ye yerleşti.

Ay-yıldız'ın altında, düvelleri yendiler,
Türkiye'de tek kimlik, Türklük'tür efendiler...

Nabızları bir attı, gönülleri bir vurdu,
Bu kardeşler bin yıldır, omuz omuza durdu,
Çocukları evlendi, yeni yuvalar kurdu,

Torun-toprak oluştu, onlar da evlendiler,
Türkiye'de tek kimlik, Türklük'tür efendiler...

Şimdi Karadeniz'de, bir Gürcü'ye bir Laz'a,
Türk değilsin de de gör, gelir boğaz boğaza,
İstersen Palu'ya git, Zaza da aynı Zaza,

Bunlar size gelipte, kimlik mi dilendiler,
Türkiye'de tek kimlik, Türklük'tür efendiler...

Erzurum'da "dadaş"lar, Elâzığ'da "gaggoş"lar,
Türklüğüne lâf etsen, yedi ceddinden başlar,
Küfürle de bırakmak, haşlar adamı haşlar,

Onlar Türk'ün yümrüğü, ne başlara indiler,
Türkiye'de tek kimlik, Türklük'tür efendiler...

Bu isimler ya bir boy, ya aşiret adıdır,
Her birisi Türklüğün, lezzetidir, tadıdır,
Mensupları milletin öz be öz evlâdıdır,

Anadolu denilen, beşiğe belendiler,
Türkiye'de tek kimlik, Türklük'tür efendiler...

Herkesin bir boyu var, şuyum-buyum der elbet,
Velâkin Türklüğünden, taviz vermez bu millet...
Siyaset yosmaları, illet etmeyin illet...

Millet sizi seçerken, Türk diye güvendiler,
Türkiye'de tek kimlik, Türklük'tür efendiler...

Ozan rif diyor ki; bu deveyi güdecek,
Türkiye'de yaşayan, Türk'e biat edecek,
Haa... Ben etmem diyorsa, def olacak gidecek,

Uzatmaya gerek yok, denecekler dendiler,
Türkiye'de tek kimlik, Türklük'tür efendiler...

Ak mi Kara mi

Evet... Sayın Başbakan, Tayyip Bey hazretleri;
Arattınız siz sizden önceki namertleri,
Nasıl dile getirsem açtığınız dertleri,
Bir değişme masalı, bir de ak tutturdunuz,
Bu millete karayı, ak diye yutturdunuz...

Bak Tayyip Bey, ben öyle kolay kolay söz demem,
Amma yeri geldi mi sözümü esirgemem,
Riyaset-i Cumhur’muş, Başbakan’mış dinlemem,
Bir değişme masalı, bir de ak tutturdunuz,
Bu millete karayı, ak diye yutturdunuz.......

Zaten biraz bilirsin, bir parça tanışırız,
Ne elden akıl alır, ne ele danışırız,
Biz adamın yüzüne erkekçe konuşuruz,
Bir değişme masalı, bir de ak tutturdunuz,
Bu millete karayı, ak diye yutturdunuz.

Zannetme ki bu adam, sırf elleri iğneler,
Ben benden olanlara neler söyledim, neler!...
Neler çekti elimden, o oturan gölgeler!...
Bir değişme masalı, bir de ak tutturdunuz,
Bu millete karayı, ak diye yutturdunuz.

Değiştiniz, aksınız, tamam, iyi, çok güzel,
"Ak" lâfının üstünde özel duralım, özel!..
Yahu bu "Ak" diyenler, hep mi böyle müptezel?
Bir değişme masalı, bir de ak tutturdunuz,
Bu millete karayı, ak diye yutturdunuz.

Ecevit’te bir zaman "Ak"lı lâflar etmişti,
"Ak günler" diye diye tepemizde bitmişti,
Ve aynen anamızı ağlatarak gitmişti...
Bir değişme masalı, bir de ak tutturdunuz,
Bu millete karayı, ak diye yutturdunuz.

Önce şunu kabul et: "Sözüne uymuyorsun!"
Sana oy verenleri, kat’iyen duymuyorsun,
Vermeyeni zaten hiç insandan saymıyorsun,
Bir değişme masalı, bir de ak tutturdunuz,
Bu millete karayı, ak diye yutturdunuz.

Hükümetin de aynı, hem acemi, hem hamlar,
Koskoca koltuklarda, küçük küçük adamlar,
Sizi de kuşatmış o, ihaleci yamyamlar,
Bir değişme masalı, bir de ak tutturdunuz,
Bu millete karayı, ak diye yutturdunuz.

Ekonomi, istikrar "çok düzelmiş canım çok",
Ne düzeldi arkadaş, boş lâflara karnım tok!
Olanda zaten vardı, olmayanda yine yok!...
Bir değişme masalı, bir de ak tutturdunuz,
Bu millete karayı, ak diye yutturdunuz.

İşçi, memur, emekli, refaha mı erişti?
Yani siz geldiniz de, hangi hâller değişti?
Yine kazık yiyoruz, atan eller değişti,
Bir değişme masalı, bir de ak tutturdunuz,
Bu millete karayı, ak diye yutturdunuz.

Köylü zaten gitmiyor, niye gitsin tarlaya?
Ne verdiniz pancara, fındık veya buğdaya?
Üstelik Rize’lisin, kaç kuruş verdin çaya?
Bir değişme masalı, bir de ak tutturdunuz,
Bu millete karayı, ak diye yutturdunuz.

Gerçi hanım köylüsün, hikâye Rize-mize,
Pas bile vermiyorsun, artık Karadeniz’e,
O Rize, Rize ise, bunları sorar size,
Bir değişme masalı, bir de ak tutturdunuz,
Bu millete karayı, ak diye yutturdunuz.

Tayyip Bey başarınız göz boyamak, aldatmak,
"İMF"li dürzüler gelince havlu tutmak,
Yaptığınız tek şey var, paradan sıfır atmak,
Bir değişme masalı, bir de ak tutturdunuz,
Bu millete karayı, ak diye yutturdunuz.

Ondan da şüpheliyim, gerçi Allah biliyor,
İktisatçı olanlar bu işi irdeliyor,
Altı sıfır gitti mi? Yedinci mi geliyor!?
Bir değişme masalı, bir de ak tutturdunuz,
Bu millete karayı, ak diye yutturdunuz.

Baş örtüsü ne oldu? Dilin konuşsun, dilin,
Bizimkiler fos çıktı, siz çözün, hadi gelin,
Takke düştü Tayyip Bey, kelin göründü, kelin,
Bir değişme masalı, bir de ak tutturdunuz,
Bu millete karayı, ak diye yutturdunuz.

Carttır-curttur anlamam, türbanlıyı sattınız,
Korkunuzdan bu işin üzerine yattınız,
Siz bile hanımları evlere kapatınız,
Bir değişme masalı, bir de ak tutturdunuz,
Bu millete karayı, ak diye yutturdunuz.

Senin de kitabında, vefa-mefa masalmış,
Kimlerle yola çıktın, bak yanında kim kalmış,
Sağ yanını "Mir Dengir", solunu "Zapsu" almış,
Bir değişme masalı, bir de ak tutturdunuz,
Bu millete karayı, ak diye yutturdunuz.

Sağınıza bir akrep, solunuza bir yılan,
Alır almaz dedin ki: "Türk’lük ney?" falan-filân,
"Türk değil Türkiyeli" olmakmış mühim olan,
Bir değişme masalı, bir de ak tutturdunuz,
Bu millete karayı, ak diye yutturdunuz.

Bu nasıl bir ifade, amacın ney, gayen ney?
Başbakan’ın ağzında ne geziyor böyle şey?
Ben o zaman sorarım: "Türk müsünüz Tayyip Bey"
Bir değişme masalı, bir de ak tutturdunuz,
Bu millete karayı, ak diye yutturdunuz.

Zana –dana dışarıda, kanunlara bir bakın,
Madem biz asamadık, o iti de bırakın,
Vallahi bak ciddiyim, şaka sanmayın sakın!
Bir değişme masalı, bir de ak tutturdunuz,
Bu millete karayı, ak diye yutturdunuz.

Onun bunun ağzıyla, yediğiniz hurmalar,
Yarın sizi çok kötü yerinizden tırmalar,
O zaman para etmez, dizinize vurmalar,
Bir değişme masalı, bir de ak tutturdunuz,
Bu millete karayı, ak diye yutturdunuz.

Yahu size ne oldu? Siz böyle değildiniz,
Kırk yıllık çizginizi, bir kalem de sildiniz,
Avrupa’ya çatarken, önünde eğildiniz.
Bir değişme masalı, bir de ak tutturdunuz,
Bu millete karayı, ak diye yutturdunuz.

Böylesine geçmişten kopmaya gerek var mı?
Brüksel’de el-etek öpme gerek var mı?
Bu "AB"ye bu kadar tapmaya gerek var mı?
Bir değişme masalı, bir de ak tutturdunuz,
Bu millete karayı, ak diye yutturdunuz.

Amma derdin ayrı şey, desem uzun olacak,
"AB"nin çorbasında illâ tuzun olacak,
Çünkü ordu "höt" dese, "AB" kozun olacak,
Bir değişme masalı, bir de ak tutturdunuz,
Bu millete karayı, ak diye yutturdunuz.

Bir şiir okuyordun, hatırla, daha dündü,
Hani kubbe miğferin, minareler süngündü,
Hadi çizgin değişti, dinin de mi ters döndü?
Bir değişme masalı, bir de ak tutturdunuz,
Bu millete karayı, ak diye yutturdunuz.

Yanınıza bir "papaz", bir de "haham" seçtiniz,
"İmam" zaten hazırdı, başlarına geçtiniz,
Antalya’da dinlerin bahçesini açtınız,
Bir değişme masalı, bir de ak tutturdunuz,
Bu millete karayı, ak diye yutturdunuz.

Ve bahçetinin gülleri tez büyüdü kokuyor!
Misyonerler her yerde sanki mekik dokuyor,
Sayende çoluk-çocuk, artık İncil okuyor,
Bir değişme masalı, bir de ak tutturdunuz,
Bu millete karayı, ak diye yutturdunuz.

On yedi aralıkta, Brüksel’de tuttunuz,
O imzayı millete hiç sormadan attınız,
Biz "Lozan" kötü derken, siz "Sevr"i hortlattınız,
Bir değişme masalı, bir de ak tutturdunuz,
Bu millete karayı, ak diye yutturdunuz.

Talabani, Barzani, kanımıza giriyor,
Ankara’da bu ****lar, izzet, ikram görüyor,
Ne oluyor? Devletin ciddiyeti eriyor!
Bir değişme masalı, bir de ak tutturdunuz,
Bu millete karayı, ak diye yutturdunuz.

Ne karaymış Kıbrıs’ta soydaşın yazgıları,
Kan ağlıyor Türkmen’in hoyratı, ezgileri,
Nerde kaldı Devlet’in kırmızı çizgileri?
Bir değişme masalı, bir de ak tutturdunuz,
Bu millete karayı, ak diye yutturdunuz.

Çizgilerden vazgeçtik, çizgi-mizgi hiç yokta,
Nokta bile kalmadı, kırmızı bir tek nokta,
Bir yanda Kıbrıs şokta, bir yanda Kerkük şokta,
Bir değişme masalı, bir de ak tutturdunuz,
Bu millete karayı, ak diye yutturdunuz.

Velhasılı Tayyip Bey, Allah size boy vermiş,
Gerisini maalesef, sanki kapıp koyvermiş,
Demek ki millet size, boyun için oy vermiş,
Bir değişme masalı, bir de ak tutturdunuz,
Bu millete karayı, ak diye yutturdunuz.

Ah şu başım baş olsa, bir bitse benim derdim,
Ozan rif olarak, size neler ederdim,
Sizi var ya, üç ayda, bitirmezsem namerdim,
Bir değişme masalı, bir de ak tutturdunuz,
Bu millete karayı, ak diye yutturdunuz.

22 Kasım 2007 Perşembe

Ya Karabağ Ya Ölum

Karabağ-Hocalı'da ermenilerin yaptığı
katliam sonucu şehit olan kardeşlerimizin
anısına...

Benim gönlüm aylardır ağlayanla birlikte
Karabağ'da karalar bağlayanla birlikte...
70 yıllık yaşını silemedi Karabağ
Azadlık* geldi lakin gülemedi Karabağ....
*Özgürlük


KARABAĞ DESTANI

Dünya duysun bu sesi, bu ses şarkın sesidir
Peygamberin övdüğü necip ırkın sesidir
Bu ses Azerbaycan’ın, bu ses Türk'ün sesidir
Bu Ermeni tak etti canımıza tak artık,
Ya Karabağ ya ölüm, başka yolu yok artık!

Karabağ da kan var kan, ağlıyor Azerbaycan
Karabağ da karalar bağlıyor Azerbaycan
Kanlar kanı eritti, çağlıyor Azerbaycan
Vahşet bu, vahşet dünya, dön başını bak artık
Ya Karabağ ya ölüm, başka yolu yok artık!

Dünya, göz yumamazsın bu insanlık suçuna
Gözünü kan bürümüş, bak ermeni piçine!
Benim diyor girmişte hududumun içine
Ya bu işe bir dur de, ya aradan çık artık,
Ya Karabağ ya ölüm, başka yolu yok artık!

İşte dünya atlası, Karabağ Türk, bitmiştir,
AGİT de kararında bunu tasdik etmiştir
Ermeni vatanımı resmen gaspa gitmiştir
Kâinatın önünde benim alnım ak artık
Ya Karabağ ya ölüm, başka yolu yok artık!

Azerbaycan bir gözdür, Karabağ da bebeği
Yani Azerbaycan’ın tam ortası, göbeği
Gözüme mi göz dikti bu Ermeni köpeği? ! !
Bu köpek senin dünya, kapımızdan çek artık
Ya Karabağ ya ölüm, başka yolu yok artık!

Ben zaten ermeniyi hallerinden tanırım.
Bindokuzyüzonsekiz yıllarından tanırım
Kanıma batırdığı ellerinden tanırım
Şart oldu o elleri kökünden kırmak artık
Ya Karabağ ya ölüm, başka yolu yok artık!

Plan şu:Karabağa önce özerk denecek,
Parlamento, oylama, kahpelikler dönecek
Peşinden de ermeni Karabağ'a konacak
Ondan sonra ermeni kök salacak,sök artık
Ya Karabağ ya ölüm, başka yolu yok artık!

Dünyayı kandırıyor Ermeni lobileri
Amerika ve Moskof en büyük abileri
Lejyonerler yığıyor Fransa gibileri
Ankara da bu kadar olamaz ahmak artık!
Ya Karabağ ya ölüm, başka yolu yok artık!

Karabağ’da kapkara bir destan yazılırken,
Savunmasız insanlar kurşuna dizilirken
Bebeklerin başları taşlarla ezilirken
Kimse bana diyemez dişlerini sık artık!
Ya Karabağ ya ölüm, başka yolu yok artık!

Genç,ihtiyar,kadın,kız demeden kıyılmakta
Kolları kesilmekte, gözleri oyulmakta
Dalga-dalga semaya feryatlar yayılmakta
Bir şehidin mezarı bir taneden çok artık
Ya Karabağ ya ölüm, başka yolu yok artık!

Televizyon veriyor, verince bakılıyor
O mübarek mescitler, camiler yıkılıyor
Sofrada boğazıma lokmalar takılıyor
Kardeşlerim ölürken bana hayat yük artık
Ya Karabağ ya ölüm, başka yolu yok artık!

Nerdesin ehli-i İslam; ey Muhammed ümmeti? ! !
Sende mi görmüyorsun, bu zulmü, bu vahşeti?
İşte gün vahdet günü, gerçekleştir vahdeti
Allah-u Ekber deyip tek yumruk ol, tek artık! ! !
Ya Karabağ ya ölüm, başka yolu yok artık.

Müslüman-Türk her zaman vahdetin istekçisi
Ama şimdi mazlum Türk, çok olur köstekçisi
Maalesef İran bile ermeni destekçisi,
İslam'ı istismara benim karnım tok artık
Ya Karabağ ya ölüm, başka yolu yok artık.

Türk'ün dostu Allah'dır, İslam'a inanmıştır,
İslamda 'hubbul vatan-minel iman' denmiştir
Yani vatan aşkını imanla bir anmıştır
Demedi deme dünya, bana cihat hak artık
Ya Karabağ ya ölüm, başka yolu yok artık.

Konuş dünya, konuş da, sesin duyulsun sesin
Bir ateşkes tutturdun, nerede ateşkesin? !
Bundan sonra o ateş isterse kesilmesin,
Ateşkesi münasip yerlerine sok artık
Ya Karabağ ya ölüm, başka yolu yok artık.

Ermeni vampir gibi kanımızı içecek
Sonra bir ateşkesle acımız mı geçecek?
Bu rüzgârı ekenler, fırtınayı biçecek,
Ozan Arif diyor ki, yaydan çıktı ok artık! !
Ya Karabağ ya ölüm, başka yolu yok artık! ! !

Bu Vatan Bizim

Burası Türkiye bizde Türk'üz Türk
Bu memleket bizim , bu vatan bizim !
Bu toprakta doğduk burda büyüdük
Bu memleket bizim , bu vatan bizim !

1071 Malazgirt´den bir gedik
Açıp girdik bu toprağa yurt dedik
Bedel ise... bedelini ödedik
Bu memleket bizim , bu vatan bizim !

Türkiye´ye neden Türkiye denmiş?
Bu isim bu yurda gökten mi inmiş ?
Demekki ap açık bedel ödenmiş!
Bu memleket bizim , bu vatan bizim !

Bedeli sayısız şehit olmuş can
Bedeli bayrağı al eyleyen kan
Ne isterse verdik bizden bu vatan !
Bu memleket bizim , bu vatan bizim !

Lazda benim Çerkezde ben Kürtde ben !
Bunlar aza, bunlar el kol Türk beden
Ağzı olan konuşmasın bilmeden
Bu memleket bizim , bu vatan bizim !

Mülayım bulupda Türkdeki huyu
Kuyu kazmasınlar ardından kuyu
Kabarmasın Türk'ün ayranı suyu
Bu memleket bizim , bu vatan bizim !

Kimse şaşırmasın şaşmasın
Bağrında barınan yılanlaşmasın
Türkiyede Türk'ün sabrı taşmasın
Bu memleket bizim , bu vatan bizim !

Burakın yılanı, en küçük böcek
Bu toprakta yaşıyorsa bilecek
Türkiye Türklerin yurdu diyecek
Bu memleket bizim , bu vatan bizim !

Ey Arif bazısı demiyor ama
Der gardaş dert etme hiç düşme gama
Seve seve dedirtiriz adama
Bu memleket bizim , bu vatan bizim !

Zindeyiz

Yaradan`a çok şükür,
Çelik gibi zindeyiz.
Bilevlendik Başbuğ`um,
Pür dikkat izindeyiz.

Zelzelenin Söylettiği

Hikmetinden sual olmaz Yârabbim,
Affına sığındım bak peşin peşin,
Zelzeleyi çankaya`ya versene,
Erzurum`la, Horasan`la ne işin.

Zamandır

Bahar geldi şimdi bizim ellere,
Kuzuların melediği zamandır.
Gelinciğin tarlaları her yerde,
Al irenge belediği zamandır.

Boz serçeler cıvıl cıvıl dilleşir,
Bülbül yine gülü ile halleşir.
Güneş vurur kar suları selleşir.
Dağı, taşı suladığı zamandır.

Göç zamanı şimdi Kazıkbeli`nin,
Sis basınca hükmü kalkar yolunun,
Sarıyar`dan esen duman yelinin,
Bacaları yaladığı zamandır.

Dikilmiştir çayırların koruğu,
Çekilmiştir bostanların karığı,
Çobanların gün doğmadan çarığı,
Dize kadar doladığı zamandır.

Kim dinlese kavaldaki gaydayı,
Hemen anlar çobandaki sevdayı,
Gelinlerin kıştan kalma buğdayı,
Yeni baştan elediği zamandır.

Malı olan toplar tası tarağı,
Yaylalardır üç-dört aylık durağı,
İreçberin yavaş yavaş orağı,
Kösürede bilediği zamandır.

Arif değme, içi dolu sinemin,
Ağaları köye koymaz dönemin,
Yol ver sebep gelsin diye anamın,
Binbir dilek dilediği zamandır.

Yurtda sulh, Cihanda sulh

Eh ne yapak hemşerim?
Yurtda sulh, Cihanda sulh!
Bulgar mı? Allah kerim.
Yurtda sulh, Cihanda sulh!

Aman ha aman aman,
Hiç boşuna ağlaman,
Bize umut bağlaman,
Yurtda sulh, Cihanda sulh!

Evet Bulgar domuzu,
Asıp kesiyor sizi.
Siz de anlayın bizi!
Yurtda sulh, Cihanda sulh!

'Öyle deme be gardaş,
Baş kesiyor Bulgar baş...'
Ne yapalın arkadaş?
Yurtda sulh, Cihanda sulh!

Yunan da uzattı dil,
Tutturdu oniki mil.
Fakat önemli değil,
Yurtda sulh, Cihanda sulh!

'Yahu yirminci asır,
Yamyamlar hür, Türk esir'
Yani bizde mi kusur?
Yurtda sulh, Cihanda sulh!

Şimdi desek Türk heder...
Elâlem Turancı der.
Neme lâzım birader.
Yurtda sulh, Cihanda sulh!

Özbeöz gardaşız be...
Bulgar vururken darbe,
Hala mı tövbe... tövde...
Yurtda sulh, Cihanda sulh!

Düşmüşsünüz denize,
Ârif ne yapsın size?
Atamız dedi bize,
Yurtda sulh, Cihanda sulh!

Yuh!

Haydin hep bir ağızdan,
Yılana yuh çekelim.
Sağ görünüp sol sazdan,
çalana yuh çekelim.

Bizdik dün vururlan,
Al bayrağa sarılan,
Bize karşı kurulan,
Pilana yuh çekelim.

Haykır sorgu olsada,
Sonu yargı olsada,
Adı vergi olsada,
Talana yuh çekelim.

Görmez kendi pisini
Kaltağının süsünü,
Bacımın örtüsünü,
Alana yuh çekelim.

Meshep yok diyen fişman,
Kur`an`a basar şaşman,
İslam`a sinsi düşman,
Olana yuh çekelim.

Tek Türkeş tutuk olan,
Tam kahpece bir pilan.
Ecevit suçsuz mu lan?
Salana yuh çekelim.

Adalet mağlup hayfa.
Yazanlar kızıl tayfa.
Dokuzyüz küsür sayfa,
Yalana yuh çekelim.

Ramazan oruç demez,
şarapsız yemek yemez,
Bunlar geberse namaz
Kılana yuh çekelim.

Arif der ki; baş sakat,
Sivas, Amasya, Tokat!
Ordu yaşasın fakat
Falana yuh çekelim.

Yok

Bu dava tertemiz bu dava tektir,
Bu davada leke, benek olmak yok.
Ülkücü dediğin çelik demektir,
Uzamak, kısalmak sünek olmak yok.

Neşemiz, tasamız kederimiz bir,
Biz Nesl-i Asım'ız kaderimiz bir,
Teşkilat, doktrin liderimiz bir,
Kıvırmak, yamulmak, dönek olmak yok.

Konulduğu kaptan sızanlar gibi,
Yaptığını yıkıp bozanlar gibi,
Kucaktan kucağa gezenler gibi,
Herkesin öptüğü yanak olmak yok.

Onun bunun ağzı ile öpülüp,
Nefis için bunca hizmet tepilip,
Arı olma sevdasına kapılıp,
Mikrop saçan sivri sinek olmak yok.

Lideri nerede Ülkücü orda,
Arif de sizinle aynı kararda,
Davamıza kurban, koç olmak var da,
Sütünü deviren inek olmak yok.

Yeter ki İstesin

Yeter ki istesin cenabı Allah!
İsterse herşeyi hoşa döndürür.
Keremine şükür elhamdülillah...
Toprağı rızk yapar aşa döndürür,

İsterse ateşi gonca gül eyler
İsterse ahrazı bir bülbül eyler
İsterse deryayı kızgın çöl eyler
Çölleri deryaya yaşa döndürür.

Bir köze nazar et bir de şu buza
Düşünsek idraki zor değil bize
Ey gafil güvenme bugünkü yaza
Bir anda yazları kışa döndürür.

Çok üzülmek gibi fazla gülmek de
Hatadır marifet bunu bilmekte.
Bakarsın ki hayal gerçek olmakta,
Gerçeği hayale,düşe döndürür.

Direkleri küfür olan konağı,
Hakk isterse yapar baykuş tüneği
Bazan kartal edip sivrisineği
Kartalı kanatsız kuşa döndürür.

Döndürmenin vardır türlü halları
Devlet verip dener bazı kulları
O kul ki tutarsa eğri yolları
İbret için puta, taşa döndürür.

Hangi idareye layıksa millet
O şekil idare edilir elbet.
Rahmani değilse eğer bir devlet
O zaman kuzgunu leşe döndürür.

O Allah ki her ameli tartar .
İki asrı saniyede örter O.
Her geceyi bir şafakla yırtar O
Sanmayın dünyayı boşa döndürür.

Tasa etme Arif, zalimse hünkar
Tacını, tahtını başına yıkar
Onu baştan alır zindana sokar,
Mazlumu zindandan başa döndürür.

Yeter Artık

Yeter be! Üstüme çok gitmesinler,
Ülkücülük haddi aşmak değildir.
Bana ülkücülük öğretmesinler,
Ülkücülük yoldan şaşmak değildir.

Ülkücü kavrulur her nefesinde
Ocak ateşinde ocak isinde
Sistemin düdüklü tenceresinde
'Kelle paça' gibi pişmek değildir.

Merkezmiz herkesmiş bilmem ne derken
Erken unuttular Türkeş'i erken
Ülkücülük 'ülkü' elden giderken
Hoplayıp zıplayıp çoşmak değildir.

Seneden seneye mezar ıslayıp,
'Türkeşçilik' yapmak ayıptır ayıp
Sırf bununla Ülkücülük taslayıp
Ülkücünün derdini deşmek değildir.

Köylü bile öküz alsa işine,
Dişine bakıyor önce dişine
Ülkücülük her hıyarın peşine
Bir avuç tuz alıp koşmak değildir.

Düşünen ve konuşanı ezerek,
Soru soran ülkücüyü bozarak
Cevaptan ziyade ona kızarak
Köpürmek değildir taşmak değildir.

Ülkücülük makamları koz yapıp,
Gönülleri ufalayıp toz yapıp
Elaleme gık yok bize poz yapıp
Kabarmak değildir pişmek değildir.

Bu sevda gönlüne aldıklarına
Vefayı öğretir bulduklarına
Kötü günde muhtaç olduklarına
İyi günde mezar eşmek değildir.

Ülkücülük böyle utanmazlaşıp,
Sevdayı unutup hatta yozlaşıp
Geçmişine sövenlerle uzlaşıp
Arif'in paşine düşmek değildir.

Yemin

Yeminimde durmazsam
Gök girsin kızıl çıksın.
Bir gün hesap sormazsam
Gök girsin kızıl çıksın.

Eğer kinsiz solursam,
Fırsatını bulursam,
Merhametli olursam
Gök girsin kızıl çıksın.

Kül onlara köz mene,
Yakışalım Özmen’e
Ver gardaşım söz mene
Gök girsin kızıl çıksın.

Şehit Dursun verdi can
Unutursan nara yan,
Almaz ise kana kan
Gök girsin kızıl çıksın.

Ozan Arif der dille,
Bir Yusuf’a bin kelle
Almazsan iyi belle
Gök girsin kızıl çıksın.

Yazıklar Olsun

Zulümle geçemez gemi denizi,
Batırmazsak bize yazıklar olsun.
Suçsuz yattığımız zindanda sizi,
Yatırmazsak bize yazıklar olsun.

Zaman gebe saat o yüzden sancır
Bu imanı zaptedemez bu zincir.
Hepinizin ocağında bir incir
Bitirmezsek bize yazıklar olsun.

Arif der ki unutmayın şunları
Unutmayın yaktığınız canları
Fitil fitil burnunuzdan bunları
Getirmezsek bize yazıklar olsun.